Demek sen böyle salına salına bensiz gidiyorsun ey canımın canı.
Ey, dostlarının canına can katan,
Gül bahçesine böyle bensiz gitme istemem.
İstemem, ey gökkubbe, bensiz dönme
İstemem, ey ay, bensiz doğma.
İstemem, ey yeryüzü, bensiz durma
Erik çiçek açmış da bahçenin kıyısında
Sen ona hiç bakmadan geçmişsen oracıktan
Leylek dansa durmuş da bacanın tepesinde
O baharlım laklakını durup dinlememişsen
Şakır şakır bir tren bir gece köprüsünden
Islıkla dalmamışsan gurbet türkülerine
Devamını Oku
Sen ona hiç bakmadan geçmişsen oracıktan
Leylek dansa durmuş da bacanın tepesinde
O baharlım laklakını durup dinlememişsen
Şakır şakır bir tren bir gece köprüsünden
Islıkla dalmamışsan gurbet türkülerine
.....
Tasavvuf deryasına dalmış bir Hak âşığıdır. İlmi, teşbihleri, sözleri ve nasihatleri bu deryadan saçılan hikmet damlalarıdır. O, bir tarikat kurucusu değildir. Yeni usûller ve ibadet şekilleri ihdâs etmemiştir. Ney, dümbelek, tambur gibi çeşitli çalgı âletleri çalınarak yapılan törenler ve âyinler, Hazret-i Mevlana’nın vefatından 3-4 asır sonra meydana çıkmıştır. Halbuki o, ney ve dümbelek çalmadı. Dönmedi, raks etmedi. Bunları sonra gelenler uydurdu. 47 binden ziyade beytiyle dünyaya nûr saçan Mesnevî’sine, her ülkede, birçok dillerde şerhler yapılmıştır. En kıymetlisi Mevlana Câmi’nin kitabı olup, bunun da şerhleri vardır. Türkçe şerhlerinden, Ankara vâlisi Âbidin Paşanın şerhi çok kıymetlidir. Âbidin Paşa bu şerhinde, ney’in, insan-ı kâmil olduğunu ispat etmektedir.
Mevlevîlik, cahillerin eline düştüğünden, bunlar ney’i çalgı sanarak, ney, dümbelek gibi şeyler çalmaya, dönmeye başlamışlar. İbadete, İslam dininin yasak ettiği çirkin şeyler karıştırmışlardır. Hazret-i Mevlana, bırakın ney çalmayı, oynayıp dönmeyi, yüksek sesle zikir bile yapmadı. Nitekim Mesnevî’sinde diyor ki:
Pes zî cân kün, vasl-ı Canan-râ taleb
Bî leb-ü gâm mîgû nâm-ı rab.
Manası şudur:
O halde, Canana kavuşmayı, cân-u gönülden iste
Dudağını oynatmadan, Rabbinin ismini kalbinden söyle.
Bugün, bu tasavvuf üstadının türbesine sonradan konan çalgı âletlerini görenler, işin gerçeğini bilmeyenler, bu mübarek zatın çalgı çaldığını, bu aletlerin onun olduğunu zannetmektedirler. O hakikat güneşini yakından tanıyanlar, bunlara elbette itibar etmez. Zaten bu büyükler, şüpheli şeylerden kaçtıkları gibi, mubahları bile sınırlı ve ölçülü kullanmışlardır.
Her yerde ve her şeyde kendisinin de olmasını istemesi, var olmaya olan isteğini-bağlılığını göstermesi kadar, Mevlana'nın bencil yanının da olduğunu gösteriyor..Örneğin;
'Demek sen böyle salına salına bensiz gidiyorsun ey canımın canı.
Ey, dostlarının canına can katan,
Gül bahçesine böyle bensiz gitme istemem.
İstemem, ey gökkubbe, bensiz dönme
İstemem, ey ay, bensiz doğma.
İstemem, ey yeryüzü, bensiz durma
Bensiz geçme, ey zaman, istemem.
Sen benimle beraberken
Hem bu dünya güzel bana, hem o dünya güzel.
İstemem, bensiz kalma bu dünyada sen,
O dünyaya bensiz gitme, istemem.
' Mevlana'nın bu dizeleri beni şaşırttı doğrusu..Bunları ben söylesen normaldir,,sıradan bir insanım ama Mevlana'nın başka türlü söylemesi gerekirdi diye düşünmekteyim..
Mevlana'nın eserlerini yorumlayacak makama eremedik henüz :)
kutlarım seçimi. o gönül insanı,o sabır deryası
Mevlana Celaleddini RUMi , Rabbim sefaatini nasip etsin , O'nun NUR'dan damlalar gibi parlayan ve KIYAMETE kadar parlayacak olan dizelerine baska ne yorum yapabiliriz ki , RABBiM FiRDEVS CENNETiNE DAHiL ETSiN O'NU ve SEVENLERiNi...Amin.
yüzyıllar geçti aradan bir kerbelayı kaldıramaz bu yürek birde seni şems den koparmalarını .. ayrılmasaydın mesnevi olmazdı bencil bir iyi olmuş sözleri dökülmeli mi dilimden yada hayırlısı buymuş tarzında kadere rıza cümleleri .. ama ne zaman seni okusam ve şemsi... yüreğim sıkışır ..öyle bir daralma ki kan damlar nerdeyse gözlerimden ..bir mevlana olurum şemsimin ardından gitme diye inleyen .. tüm ayrılmaların sebebi olur seni ondan ayıranlar ..ve tüm yakarışlarda şemse özlem ..her sevgiliden zorla koparılan şems olur gitme diyenler bir parça mevlana ...
gitme istemem ..
sende bizsiz gitmeseydin keşke..
Ey Mövlanam sen hemişe varsan,yokluk sene yaraşmaz. Sen dirisen Birlerin birisen.Rehmet sene.
zamanların karıştığı yerde her şey mümkündür naci can..türküler mi zamanın içinde zaman mı türkülerin içinde bilemezsin..
ağustos ayında başa kış gelir..inan...
Bu şiir ile ilgili 68 tane yorum bulunmakta