GİTME BEBEĞİM
Pencereden dışarıya bakıyorum.Buruk bir gülümseyiş gibi gökyüzü.Rastgele fırça darbeleriyle çizilmişcesine ak bulutlar var,ince ince.Güneş ışıldıyor,bulutların arasından.Hırçın bir rüzgar salınıyor,savuruyor önüne geleni.Açık kalan kapıları çarpıyor hırsla.Çığlık çığlığa üflüyor soluğunu.Başımdaki kulaklıktan,sızım sızım keman sesleri doluyor kulaklarıma.Kemanı çok severim bilirsin bebeğim.Gözlerimi kapatıyorum ve keman notalarını,ruhuma dolduruyorum.
Kalbim ağrıyor.Kalbim artık hep ağrıyor can.Sanırım,bunca yükü taşımak istemiyor.İsyan ediyor,göğsüme,sırtıma,koluma vurduğu darbelerle.Boşveriyorum.Aldırmıyorum ona.Her an,seni düşünüyorum bebeğim.Hayatımda kimseye,GİTME demedim.Ya acımasız dayatmalarla.Ya da denediğim tüm yollarla olmuyorsa? Götüremiyorsam? Beynimde,yüreğimde bitmişse? İpleri koparan.Kapıları çarparak veya sessizce kapayarak.Gemileri yakarak.Ve asla pişman olmayarak.Çekip giden hep ben oldum.Arkasından koşulan,gitme ne olur? denilen bendim.Anneme bile,seni çok seviyorum.Ama gitmek istiyorsan git.Ben kendi acılarıma razıyım demiştim.Düşünüyorum da,sürekli göçebe bir hayatım oldu benim.Hem hayatın dayatmaları,hem de kendi seçimlerimle.Ne yapayım? hiçbir yere,hiç kimseye ait hissedemiyorum kendimi.İstediğimce olmuyorsa bir şeyler,değiştiriveriyorum işte.
Hayatımda ilk kez,sana yalvarıyorum bebeğim.Ne olur gitme.Sen benim birtanemsin.Gerçekten,sensizliğe dayanamam.Ardından,yüreğim durmazsa eğer? Kesinlikle,beynim iflas eder.Aklımı yitiririm.Ya bir odaya kilitlerler,çığlıklarımı susturmak için iğneler-ilaçlarla uyuturlar.Ya da,sonsuza dek ben susarım.Varlığımın hiçbir anlamı kalmaz.Ben,sana endeksliymişim de,haberim yokmuş.
Annemin karnındayken,gelişini beklemiştim.Nasıl geleceğine dair anlatılanlara inanmazdım.Çok mantıksız,saçma gelirdi ve yalan olduğunu anlardım.İçin için gülerdim.Sen annemin karnındaysan? Leylekler-melekler ya da çingeneler getiremezdi seni bu dünyaya.Bir şekilde gelecektin işte.Bir sabah,babam bizi teyzemlere,annemi de hastaneye götürdü.Sen gelecekmişsin.Birkaç gün sonra,hep birlikte evimizdeydik.Annem,AL,BU BEBEK SENİN.Demişti.Bize geldiğinde,ben hep anneannemle yatardım.O gece sen ağladın.annemle,anneannem yanına gittiler.Çok şaşırmıştım.Bebeğim neden ağlıyordu? O kadar küçük ve çaresiz görünmüştün ki gözüme.İçim sızladı,ben de ağlamaya başladım.Anneannem,ne oldu? diye sordu.Bebek ağlıyor dedim.Bebekler ağlar,sen sus dedi,sustum.Konuşamadığın için ağladığını anlamıştım.Diğer kardeşim umurumda değildi.Gelişini anımsamıyordum.O hep vardı.Ailenin,sülalenin prensesi bendim.Herkes böyle söylerdi ve gerçekti.Ne dersem? Ne istersem? yapılırdı anında.Benim bebeğim,prensesim sendin.Birlikte büyüdük bebeğim.Hep seninleydim.Annemin ve hayatın armağanıydın bana.O küçük sobalı evde,annem seni bana bırakıp giderdi işi olunca.Sana en küçük bir zararın gelmeyeceğini bilirdi.Anneme hayranım.Nasıl güvenirdi bana? Oysa,ben de küçüktüm.Ama sadece yaşım küçüktü.Başka yönlerden kocamandım.Ablaydım ben.Sobaya gitmemen için,seni çeşitli biçimlerde oyalar,yanımda tutardım.Yürüyemiyordum,arkandan koşamazdım.Aklım vardı.Seni yanımda tutmam gerekiyordu.Hiçbir şey olmazdı sana.Kucağımda öğrendin okuma-yazmayı,matematiği.Seni hep ben ders çalıştırırdım.Sınıflarını,iftiharla geçerdin.Öyle mutlu olurdum ki…Ortaokulda ve lisede,komposizyonlarını,ben yazardım.Sonradan,arkadaşım ve yol göstericim olan,öğretmenin Adnan YÜCEL’e,biliyor musun? Sen aslında bana not veriyordun dediğimde.Gülümsemişti.Liseye giderken bile,geceleri seni koluma yatırır.Tamamen o anda uydurduğum masalları anlatırdım.Parmaklarım alnında,yüzünde dolaşırdı.Sen isterdin,ben de anlatırdım.Sevgiyi,sıcaklığı anlatırdık birbirimize.Bir gün uçacağını,kendi yuvana gideceğini bilirdim.Gittin bebeğim.Bu gidişin doğaldı.Ben de gittim evden.Yaşam koşulları bunu gerektiriyordu.Seninde bebeğin oldu.Kopmuyorduk.Sonra,senin yaşadığın ve benimde düşlerimin kenti olan İstanbul’a geldim.Artık,daha sık birlikteydik.Bayramları ya da yazı beklemiyordum seni görmek için.Birlikte olduğumuzda,ne kadar mutlanırdık.Paylaşımlarımız,çok fazlaydı.Sıradışılığımı doğal bulur,beni anlardın sen.Ve bizim sevgimiz bambaşkaydı.Güzeller güzeli,biricik bebeğim.Şu kanser illetli,seni göğsünden vurduğunda.Hayatımın en büyük darbesini yedim sanki.Seni korumaya gücüm yetmemişti.Haksızlıktı bu.Sen bir melektin.Ameliyatın,kemoterapin,radyoterapin sırasında.Yemin ederim senden çok,ben acı çektim.Kimselere anlatamadım.Anlatsam ne olacak be can? Hiçbir söz beni avutamaz.ACI ANLATILAMAZ.SADECE YAŞANIR.Ve ben amansız yaşıyorum bu acıyı.Gündelik ve hayattaki görevlerimi yapıyorum.Tüm varlığımla ağlarken,gülüyorum insanlara.Seni dokuz aydır göremiyorum bebeğim.İstanbul’un bir ucunda sen,diğerinde ben.Gelemiyorum sana.Birazcık ta,seni o halde görmeye dayanamam diye,hep bahaneler buluyorum gelemememe.Daha bir ameliyatın var.Lütfen diren.Şu hain kanseri yen ne olur.Hep dua ediyorum iyileşmen,senin acını görmemem için.Bebeğim,olanak olsa? Canımı-kanımı-sağlığımı,tüm ömrümü sana veririm.Bir an bile düşünmem.İçimde,sürekli yaşadığım,korkunç bir korku var.Ben ki,hayatımda korkuyu bilmedim.Deli-dolu yaşadım hep.Ama seni kaybetme korkusu,öyle bir şey ki,anlatamam.Telefonun açılmasa,soluğum kesiliyor.Baharlar senin.Geçen bahar,doğum gününü birlikte kutlamıştık baş başa.Senin doğum günlerini,sonsuza dek kutlayalım.Allah,acını bana göstermesin.Ne olur,beni bırakıp gitme bebeğim.OLUR MU?
Nilgün ACAR
02.03.2008
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman