Git söyle o Bizans’ın yosmasına
Artık aldırmıyormuş de senin küsmelerine
Dün sabah iğrenmiş senin görünce yüzünü
Makyajsız bir boka benzemiyormuşsun de
Asık suratlıymışsın fincancı katırları gibide huysuz
Söyle ona ebediyen küsüşmüşüz
Sakın çağırmasın beni bir daha vallahi gelmem
Derse ki sana gelsin tek parada istemem
Gelmiyormuş de üste ona parada versen
O seni gece görmüş hep aldanmış boyalarına
İnceden gerdan kırıp fıkırdamalarına
Kandırmışsın de tatlı dilinle sohbetlerinle
Rakısına meze olman çok hoşuna gitmiş
Ama o eskidenmiş şimdi yüzünü bile görmek istemiyormuş de
Sen zavallı bir aracısın bağırıp çağırmasın sana
Sende onun gözlerinin içine ikide bir bakıp durma
Ben kurtuldum görerek gerçekleri
Seni kaybetmeyelim arada gönderirken sözleri
Sen ki gün görmemiş bir masumsun
O ise yıllanmış bir koca karı onun yanında çocuksun
Bakarsan gözlerinin içine kaybolup gidersin
Boyalı haliyle aldatır seni sende dillere düşersin
Paranı yer seni yer bir ağaç kurdu gibi inceden
Bir gün devrilir ölürsün yosmanın evinden dönerken
Bakma o deniz gözlerine aldanma bukleli saçlarına
Tükenirsin sende kaybolursun
Eğer ki alırsa seni bir avuçlarına
O yıllanmış bir orospudur sende masum bir çocuk
Bakmaz gözüne kaşına ağlatır ananı
Sonra sen dahi bilmez olursun babanı
Söyle o Bizans’ın kahpesine uzak dursun
Dileği buymuş de inşallah yerle bir olursun
İstan’ın gitsin de bir bul’un kalsın
Denizin dibine gir ki de
Seni seven kimse kalmasın
Kayıt Tarihi : 12.5.2010 15:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!