Anılarımdaki o şehrin küçük çocuğuydum
Heves hırsızıydım erik ağaçlarında
Korkusuzdum,bırakır mıydım taşlamadan
Cep doluluğunda kaçmaya koyulurdum.
Severdim kırmızıları,susardım kabarık elbiselere
Benim olmayanlar hep güzeldi
Bedel değil miydi yokluğu sevmek
Tüten bacalar nefes değil miydi
Büyüdüm çocukluktan sobelendiğim hayata
Bunca yıllara kendimi aradım
Bulduğum bir sözdü sadece;
''Mal da yalan mülk de yalan,var biraz da sen oyalan.''
Oysa ki,hayallerimle kaf dağının ardındaymışım
Şehrimin akıl defterine yazılmamış unutmadıklarım
Sardunyaları koklamayan gül severlere
Köy kokusu anlatılmaz ki
Onlara benzemiyorum diyen elleri çatlak ben,
Kapılar ardına gözyaşlarımı dökermişim.
Şiirlerimi zaman sildi
Yenilmeyi de bir denesem;
Yorgunluğum geçer,bitermiş cengaverliğim
Koşturup durdum yüreğimi
Sevme dedikleri zorluktaki sevgiye.
Anladım saklandığım içime,
Görmeyi,duymayı,konuşmayı yasak kıldığımı.
Esrik hayalimle eremediğim baharda
Açacak erik ağaçlarımla kaldım.
Bir kapı tıklamasıyla uyandı umutlarım
Buruşuk kağıtlarda sesim olabilirdi
Elele yüründü sonrasında ömür tüketmeye
Benzemediklerim,sardunyalarımı kıskandı
Gün,ay,yıllar geçti mevsimlerimden
Anılarımın o şehrinde yitirdiklerim dedi ki,
Git bu şehirden!
Oyuncaklar çoğaldıkça özgürlükler azalıyor;
Dört duvar içinde kaldı çocukluğun.
Zonguldak.13 ŞUBAT 2018
Gülden Işık
Kayıt Tarihi : 14.2.2018 00:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hayatları neden dört duvarlar sıkıştırdık...
Nedenler, niçinler, nasıllar dağ gibi sıralı fasıllar oysa hep kendimizden çalmışız...Oyuncaklar çoğaldıkça özgürlükleri çaldırmışız...
Kaleminize sağlık Gülden Hanım Kutluyorum...
TÜM YORUMLAR (1)