Madem sordun dayı, dinle halimi
Ben altı kardeşin, en ufağıyım
Ha! Merak ettiysen, kirli elimi
Sanayi çarkının isli yağıyım
Bir doğmuşum hani, nur topu gibi
Baba var ardımda; sur, kapı gibi
O, ölünce kaldık, dut sapı gibi
Şimdi koca şehrin, sisli dağıyım
Tek lügatım yoktur, aşkın dilinde
Biçare yüzerim, gurbet gölünde
Patron denen bir balıkçı elinde
Kendini avlayan, 'gırgır' ağıyım
Seneler geçtikçe, büyüdüm biraz
Engel olamadı, ne gam ne maraz
Daha anlatacam, hele bi dur az
Ben nakıs kasabın, kör bıçağıyım
Dedim kısmet çıksa, kursam bir yuva
Kükredi hakim bey: Nedir bu dava
Gerçek pek pahalı, hayal bedava
İzdivaca bile, ayak bağıyım
Demem o ki; bende her renk kapkara
İsmim yoksulluktur, soyad fukara
Bak kaldırım kadar, soğuk Ankara
Belli değil yarın ne olacağım
Madem sordun dayı, böyle vaziyet
Yüklenmiş sırtıma, türlü eziyet
Anla işte bende bütün meziyet
Tek tas çorba için yansın ocağım
Belli değil yoksa, ne olacağım
Kayıt Tarihi : 28.10.2024 14:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)