Bir ağaç
Koskoca karlı bir dağın tam tepesinde
Dağın eteklerinde binlerce ağaç
Ama tepesinde tek bir tane
Eteklerdeki ağaçlara göre
Daha bakımsız, daha çirkin
Yaşamın kokusu mu bu burnuma gelen
Gözlerimi acı bir soğan gibi yakan.
Soğanın sefasını yiyen sürerken
Bu uğurda ağlayan onu soyan.
Nedir yaşamı böyle vazgeçilmez kılan
Azim etmem ulaşabilmek
için kendime.
Yakalayabilmek için
bendeki beni.
Düşüncelerimin karmaşıklığından
kurtulabilmek bir an için.
Sahipsiz korkular salladılar beşiğimi
Öfkeli mutluluk ad verdi bana
Yankımın ömrü sesimden uzun sürdü
Yaşamın cazibesi
Gözlerimdeki ışıktan önce söndü
Ya yanıldıysam dedim mutlu olmakla
Bakakaldım giden geçmişin ardından
Sevgilerim yarınlara kalmış özlemlerle sarılı
Her kesin düştüğü bir tuzak benim bu kurduğum
Kendi içimde bambaşka bir ben saklı
Yanlış anladığım güzelliklerin
Ağzımda geçmiş yaşamların tadı
Burnumda geleceğin ferah kokusu
Binmişim şimdi adını verdiğim bir ata
Bu iki ülke arasında durmadan yol alıyorum
Bu koku ve tat hep benle beraber
Kendi küllerimden
yeniden doğarım ben.
Yenilmişliğim
ertelenmiş zaferimdir aslında.
Pes etmem meydan okumamdır.
Meydan okumamsa
Gidemiyorum kendimden öteye
Bir tutsaklık ki sorma
Şikayetçi olmaya bile hakkım yok
Kime şikayet edebilir insan kendini
Hakim, savcı, avukat, suçlu
Hepsi toplanmış bende
Bulutlu gün
Renkler solgun
Sıkıntı yüklü sanki hava
Belki benim bu sıkıntıyı
Yükleyen hayata
Keyfimin kaçması için
Düşlerimden düşerim hep
Gerçeklerin kucağına
Bu düşüş öyle uzun gelir ki bazen
Gerçekle hayal arasında kaybolurum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!