Bazen arkama bakmadan hızla bu şehirden uzaklaşmak geliyor.
Sonra durup düşünüyorum nereye gidersen git.
Yaşadıkların seninle birlikte gelecek..
Bu olanların tek suçlusu sensin demiyorum.
Sana hiç bir şey söylemiyorum..
Sen benim için bir hataydın da demiyorum...
Artık keşkekleri de söylemiyorum…
Biliyor musun?
Artık iyi kileri daha çok söylemeye başladım son günlerde...
Offf, offf bu sabah nerden düştün aklıma yine.
Bak yine yenildim duygularıma.
Dayanamadım çıktım geldim işte.
En azından içimi dökeyim dedim.
Biliyor musun?
Her sabah işe giderken sizin sokaktan geçiyorum.
Yanımdan geçen insanların yüzüne aval, aval bakıyorum.
Bakarasın seni getirirler geriden geri bana...
Sokakta yürürken bile…
kulak kabartıyorum…
Acaba bu kalabalığın içersinden seslenip çıkıp geleceksin diye.
Artık eskisi gibi sokağa da çıkamıyorum...
Girdim zırhımın içerisine...
Kilidini kapattım...
Dalar giderim çok uzaklara.
Biliyorum ben imkânsızın peşinden koştuğumu...
Şimdi burnumun ucu sızlamaya başladı.
Be gülüm gözlerim nemlenmeye başladı..
biri dokunsa ağlayacağım...
Kim demiş erkekler ağlamaz..
Öyle ağlar ki içine akıtır tüm gözyaşlarını...
Artık günleri haftaları saymayı bıraktım..
Kocaman bir yılı devirdim nerdeyse seni görmeyeli...
Bütün gittiğimiz yerleri yasakladım…
İlk el ele tutuştuğumuz…
Hiç ayrılmayacağımız diye ateşli, ateşli öpüştüğümüz yerler artık bana yasak...
Halen o gülüşün beynimde çınlıyor,
Tenime dokunan sıcacık ellerinin sıcaklığı yüreğimde...
Ah ah birde kabullene bilsem dönmemek üzere gittiğini.
Kim bilir nerdesin ve nasıl yaşıyorsun.
Ama hep o bıraktığın gibi yüreğimde yaşıyorsun.
Minan
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam