Nereye baksam; hangi taşı kaldırsam altından acı çıkıyor,
Sanki tüm saatlerim acıya kurulmuş benim.
Sanki ben bu dünyaya acı çekmeye gelmişim.
Haykıramadığım öyle çok acı var ki içimde;
Öyle çok hüsran, öyle çok yarım kalmışlık.
Bir çocuk kalbe bu kadar acı fazla değil mi?
Acı dayanılmaz olduğunda bazen;
Yazmaya sığındığımda hani,
Kalemimden kan akacakmış gibi.
Daha çok acı, daha çok kan.
Kalbim; kıpkırmızı bir boşluk.
Uçsuz bucaksız bir dehliz.
İçinde bir ben kaybolmuşum.
Yolunu kaybetmiş bir seyyah gibi.
Issız bir çöle düşmüş,
Susuz...
Yorulan, çok yorulan.
Ama yola devam etme zorunluluğu olan.
Daha çok susadıkça daha çok yürüyen.
Sapsarı kumlarda biçare.
İçimin girdabında başım dönmüşken,
Yine gücü kendisinde arayan.
Bir gezgin, bir seyyah.
Yorgun bir ruh.
Her düştüğünde kalemine sarılan...
Kayıt Tarihi : 10.12.2024 03:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!