Benim bir limon ağacım var
her sabah ona günaydın diyorum.
hem iki büyümekte limonu,
var bir sürü de çiçeği beyaz.
anneciğim senin de bahçen vardı,
bahçende ağaçların,
abilerimin dut ağaçları, dutları
çekirdeksiz beyaz.
yöre ağzıyla söylersem çamaşırhane önünde,
babamın aluçası,
en küçüğüydü bahçedeki ağaçların...
iri iriydi her biri ağacın erikleri...
anneciğim sen ağaçlarını çok severdin,
bir de tavuklarını
ağaçları gece sulardın kocaman bir kovayla,
senden sonra eve su alındı ama,
kurudu ağaçların...
hani tulumba vardı bahçede
çapraz demirlerine başını sıkıştırmıştı ya afacan abim,
demirleri çaprazmış tulumbanın
acilen çağırtmışsın babamı,
ulaştırıp haberi...
kestirip demirleri, hani kurtarmışsınız ya abimi.
velhasılı anacığım,
hani senin bir yardımcın vardı fidan gibi boyu,
ya huyu ne kadar sevimliydi Dilber
sevecen can bir kadındı,
sanırım zaza idi benim için farketmez
bir ismin kısaltılmışı gibi,
aynı sofraya otururduk.
yoktu ayrı gayrımız...
ikimiz yeterdik te evin işlerine,
sağlığın pek te iyi değildi,
hani bahçede kazanda çamaşırlar kaynardı...
kış günleri bahçedeki ip üstünde,
andırıp insan siluetini,
beyaz hayaletler gibiydi çamaşırlar,
hani donardı, kokardı da mis gibi...
akasyaları kuruturdun baharda budanınca...
ya çamaşır yıkanır ateşinde,
ya kavurma pişerdi...
altında közlemeler şiş kebaplar,
kapının önünden geçen şeffaf,
O güzelim Sürsürünün üzümü
bol bol meyve yerdik tatlı yerine...
kuluçkaya yatırdın mı tavuklarını, ben hergün,
gidip gelir bakardım sen bıkardın sorularımdan...
sarı sarıydı civcivler.
çok severdim onları ben
anneleri kimseyi yanaştırmazdı yavrularının yanına
bir de kış geceleri,
tavuklarını sansar boğardı...
ya da tilkiymiş,
ama sansar boğup sıraya dizermiş öyle
şehir gibi yerde...
çok üzülürdün anneciğim,
adamıştın kendini çocuklarına komşularına kiracılarına,
ve bir de tavukların ve ağaçlarına,
onlardı senin dünyan,
sen öyle de mutluydun...
senden sonra su alındı ya evin içine,
ağaçların birer birer kurudu,
evi de istimlak ettiler..
geçen yaz balkonumda çilek yetiştirdim,
bir kaç meyve verdi,
mis gibiydi kokusu,
çocuklar yedi;
biri çok lezzetlydi dedi...
hani diyorlar ya, ben sevgimi de katıyorum diye, yok hayır anneciğim ben sevgimi değil; aşkımı, tutkumu da katıyorum,
senin yerine de bakıyorum seviyorum onları güzel şeyler söylüyorum...
aşkım diyorum çilli Çileklerime...
anneciğim rüyama neden girmiyorsun,
seni seviyorum,
çocukları seviyorum,
ağaçları,
çiçekleri,
balkonda oturup geçmişi düşünmeyi,
çok seviyorum...
gir rüyalarıma güzel anneciğim,
gümüş saçlarınla...
8/Ocak/2010/Bodrum
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 8.1.2010 22:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!