Gidiyorum buralardan!
Uzaklara çok uzaklara.
Elimde çatlak bir bavul,
Sırtımda ağlayan sazım.
Bedenim ağlıyor! çığlık atarcasına.
Aşkın uğruna sürgün edildim bu diyardan.
Yaktım geride kalan acı ve tatlı hatıralarımı,
Sattım hurda duygularımı eskicilere;
Azıcık mutluluk uğruna.
Meze ettim sazımı sarhoş masalarına.
Yuva ettim bedenimi kimsesiz kumrulara.
Ve açtım ellerimi semaya:
Diledim en onurlu dileklerimi gidenler için.
Üzülme tüm mirasım senin olsun!
Seni düşünmekten dökülen saçlarım,
Aşkın uğruna gözümden akan iki damla yaş,
Ve bahar kokan bir tutam toprak.
Saç; ben sana aşığım.
Gözyaşı; gönlüm sana ait.
Toprak; iki dünyada da,
Ölümden önce ve ölümden sonra manasındadır.
Gidiyorum işte her şeye rağmen.
Kaybettiğim aşkın uğruna değil,
Umutlarımın bitişine gidiyorum.
Ağlıyor musun yoksa? İnanmam!
Sen ki ölüm dolu mezarlara bakıp gülen kız.
Sen ki toz misali hayallerime yağmur yağdıran fani bulut.
Aşk dolu gecekondumuzu belediyeye yıktıran biçare,
Ve sen umut yeşeren tarlalarımıza;
Kargaların girmesine izin veren korkuluk, Ağlıyor musun!
Ben bile sattığımda aşkımızı eskicilere,
Ederiyle bir çift muhabbet kuşu almıştım.
Her ötüşlerinde bizi hatırlayıp;
İçin için ciğerimden yanmıştım.
Arta kalan parayı da birkaç şişe zehir,zıkkıma yatırmıştım.
Her içtiğimde kendimi unutup;
Senin dünyam gözlerini hatırlamıştım.
Gidiyorum işte her şeye rağmen.
Kaybettiğim aşkın uğruna değil,
Umutlarımın bitişine gidiyorum.
İlk önce hafif bir rüzgar esiyor yurdumun her yanından.
Hangi kenara baksam;
Her şeyini kaybetmiş insanların buram buram hasret kokan dumanı,
Hangi köşeye otursam;
Hikayesini satmak isteyen kimsesiz,biçare hayat kadını.!
Ben bile sattığımda aşkımızı eskicilere;
Ederiyle bir çift muhabbet kuşu almıştım.
Her ötüşlerinde sohpetlerine katılıp;
Onlara seni anlatmıştım.!
Biliyor musun? Artık konuşmuyor kuşlarım;
Seni bana anlatan ötüşleri yok.
Oysa ne güzeldi şarkıları,
Onlar söyledikçe ben ağlar,
Uzaklardan efkarlanırdım aşkımıza.
Şimdi soruyorlar yaşamayı seviyor musun? diye;
Sevmiyorum sadece başkaları uğruna katlanıyorum.
Unuttum biliyor musun?
Çocukça oyun yıllarımızı,
Baktığımda hayatımı durduran yaşam dolu gözlerini.
Şimdi ağlamak yok,sevmek,hasret çekmek,
Baktığında bir kızın gözlerine;
Fark ettiğini anlayıp kaçırmak yok yüreğini.
Bir baba kaybettiğinde evladını;
Yaşamanın utancını iki damla gözyaşına sığdırır.
Bir anne eliyle diker yavrusunun kefenini.
Ne olur artık acı gözyaşlarıyla yeşermesin çiçekler,
Çocukların gülüşlerine kurşun gibi sıkılmasın ağıtlar,
Kirli bir sevda uğruna dalından koparılmasın kırmızı güller,karanfiller,
Bülbül güle,gül bülbüle hasret çeksin….! ! ! !
Şimdi kaval sesini kovalıyor acılarım,
Çayımı koyulaştıran siyah bir gece,
Umutla ateşlenmiş bir sigara,
Ve kimsesizliğimi paylaşan kalemim;
Aslında hikayesi bu serüvenin.
Gidiyorum işte her şeye rağmen.
Kaybettiğim aşkın uğruna değil;
Umutların bitişine gidiyorum.
Kayıt Tarihi : 10.9.2014 08:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Fırat Gül](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/09/10/gidiyorum-buralardan-17.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!