Umut yok,
Bu aşktan.
Çekip gitmeliyim,
Bir güney kentine.
Ya da sevda zengini,
Yoksul bir köye.
Yüklemeliyim,
Alaca karanlıkta,
Kara kıl çadırlarımı.
Umut dolu denklerimi,
Yüreğimdeki kervanlara.
Anamın,
Odun ateşinde ki,
Küllü saçta pişirdiği,
Arpa bazlamasını,
Katık etmeliyim terkimde.
Esen sevda fırtınasında,
Yol bulmalıyım,
Yanık türküler söyleyerek.
Bilemem kaç ömür sürer,
Bu sefil yolculuk.
Kim bilir,
Kahrolası haziran sıcağını,
Zemheri soğuğunu,
Daha kaç ömür çekeceğim.
Ne olurdu sanki?
Bir gülücük verseydi,
Ve ya bir tebessüm,
Kudretten pembe dudaklarıyla.
Gidiyorum,
Bu mor şafaklı şehirden.
Bir avcıdan kaçan,
Yaralı maral gibi.
Yeryüzünün sonsuzluklarına,
Son kez bakar gibi, bakarak,
Yine düşmeliyim yollarına,
Başka gurbetlerin.
Bu kaçıncı yolculuğum,
Kaçıncı kaçışım,
Yüreğimin avcısından.
Kim bilir,
Kaç dağ aşacağım,
Kaç koyak geçeceğim,
Bitmeyen türkülerimle.
Oh be yüreğim,
Teslim olmadın ya,
Doymadın ya,
Kara sevdalara.
Senin için ölümüne giderim,
Tüm diyarlara.
Ah be yüreğim,
Bıkmadın ya,
Yanık türküler söylemeye.
Uzun kargı boğumları gibi,
Boğum boğum nefes tüketmeye.
Oh be onurum,
Hiç eğilmedin ya,
Susuz kalmış çiçek sapları gibi,
Hep onur duydum seninle.
14.7.2011 / Ayvalık
Sami GökKayıt Tarihi : 18.9.2012 11:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hazin bir ayrılık zamanında yazdığım bir şiirimdir,çok severim.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!