Uzun bir yola gidiyorum,
Tükenen kelimelerin olduğu ve sözlerin bittiği yere.
Saçlarım hayatın tozlarına bulanmış,
Benden geçtim gidiyorum...
...
Ah bu nasıl bir yorgunluk!
Yüzüme bakmaya yüz yok,
Zaman ilacının zehri ile ayaktayım, gidiyorum...
Sırtımda bana ait olan ya da olmayan yıllar dolusu vebâl,
Kendime dokunmaya mecâlim yok.
Herşeye dair, herşeyin içinde öyle yabancı bırakıldım ki,
Unutuldu herşey bir bir,
Verilen sözler, edilen yeminler...
Kendimi bıraktığım o tozlu rafın yerini,
Kulaklarda bıraktığım o buğulu sesi,
O hüzünlü çılgın susmalarımı,
Usulca bıraktım bağıra bağıra gidiyorum...
Bir çocuğun minicik dokunuşlarına hasret,
Ve yerin göğün renklerine kör bırakıldım.
Yüzümü yasladığım heryerden alıp yaralarımı,
Mis gibi yalnızlık kokusunu çekip ciğerlerime ölesiye,
Kalbim duracak gibi ama, çalıştığı kadar gidiyorum...
Kovma kapından Rabbim ne olur.
Öyle muhtacım ki sana.
Gidiyorum! Rabbim sana gidiyorum...
Kayıt Tarihi : 13.9.2017 13:56:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Muhammed Yusuf Yaşar](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/09/13/gidiyorum-472.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!