Gidiyorum Şiiri - Turgay Adlım

Turgay Adlım
37

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Gidiyorum


Gidiyorum Süreyya, ruhum çürümüş bir menzil halatı,
o ıssız iklime bıraktım bakışının paslı mihrabını.
Bu firar, gönül sandığına saklanmış kadim bir sızı,
kelimelerim, varacağım limanın harfsiz veda taşları.

Çekildim usulca, senin kandil gibi titreyen yalanından,
düştüm kayıtsızlığının eyyam-ı kasvetle oyulmuş suskunluğuna.
Gururum, secde eden son minareydi bu harâbâtta;
son nefesimi bıraktım zamanın kıyamet sahifelerinin son satırına.

Adın, dilime mühürlenmiş bir ateşten tuğra idi;
her harfi, içime saplanan ve kehanetten kalma bir cam kırığı.
Bu aşk, küle dönmüş bir kalp şehrinin haritasız vedasında,
varlığım, rüzgâra savrulan eski bir sûretin yanık beratıdır artık.

Ben, avuçlarımda tek umut niyazıyla beklerken şeb-i yeldâyı,
sen, her neon parıltısını göğün kandili sandın.
Sükûtum, Yusuf’un atıldığı şehir kuyusuydu oysa;
senin kahkahaların, beton bir Babil’in duvarlarında çınlayan put sesi.

Omzumda taşıyorum şimdi senin yıktığın beton mabedin enkazını;
her hatıra, o yıkıntının altına gömülmüş suskun bir kılıç.
Kendi iç savaşımda orduları dağılmış bir niyazkârken,
senin ufkunda her sabah bir başka firavun sancak açtı.

Bilmem hangi zamanın yemini bozar o gök rengi mühürler,
değerse kirpiğimin kıble tutmuş siperine bir gün, Süreyya…
Eski bir enkaz yoklar şimdi bu yaralı topraklarımı
ve damarlarıma kök salar sessizce, dipsiz bir isyan ırmağı.

Ama vicdanım, seninle kurduğum o son mahşer meclisinde
kırdım kalemi, kesip attım hükmümün şah damarını.
O son sözle, o ağır kararın kıblesinde,
vurdum en asi yılkıyı, susturdum içimdeki mahşer uğultusunu, Süreyya.

Dindirdim beynimde çatışan kadim kavimlerin çığlığını,
örttüm geçmişin izlerini unutuşun külleriyle.
Ve o sükûtun vakfesinde anladım hakikati:
Senin varlığın bir zelzeleydi belki;
ama yokluğunla açıldı o derin yarıklar — şehirleri yutan.

Eğilecek bir dağ mı kaldı bu viran haritada, Süreyya?
Her zerrem, senin fethinden kalma bir ganimet artık.
Varlığınla yokluğun arasında asılı bu ölü yankı,
bir veda değil sadece —
varlığımın son tortusuydu o fısıltı;
onu da gömdüm,
şu evrenin boşluğunda yok olan kutsal bir suskunluğa

Turgay Adlım
Kayıt Tarihi : 14.6.2025 15:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!