Artık gidiyorum buralardan,
Arkama bakmadan, hiç durmadan...
Son kez çekiyorum buranın havasını içime,
Bu içtiğim son sigara belki de,
Havasına karışıp kaybolan son sigara dumanım...
Son elveda deyişim doğduğum topraklara,
Gelinlik giymiş bozkır dağlara,
Gürül gürül akan ırmaklara...
Artık gidiyorum buralardan...
Senden kalan hiçbir şeyi almadan,
Dilimde, “İşte Gidiyorum Çeşmi Siyahım” türküsü...
Ve ardından şair ceketli çocuktan,
“İşte gidiyorum, bir şey demeden, arkamı dönmeden...”
şarkısı...
Ama hem küslük var kalbimde hem de pişmanlık...
Hepsini sırtıma yükleyip de gidiyorum...
Gömüyorum senden kalan her şeyi,
Köy çıkışındaki çınar ağacının dibine,
Eskiden kalma yırtık bir çuvala sarıp...
Bırakıyorum yaşama sevincimi yatalak hastalara,
Özgürlüğümü kurban ediyorum uçan kuşlara...
Ve veriyorum bütün sevinçlerimi gül benizli çocuklara...
Girdim artık dönüşü olmayan yola,
Nereye gittiğini bilmeden,
Hangi çıkmazlara çıkacağımı düşünmeden...
Dönülmez akşamların ufkunu çoktan geçtim bile...
Dibi görünmeyen derin deryalara saldım,
Karanlığın esaretine mahkûm olmuş bedenimi...
Kapattım bütün umutlarımı,
Devlerin bekçilik yaptığı Yeditepe Zindanlarına...
Bak gidiyorum işte...
Giderken ne sen varsın yanımda,
Ne de senden kalan hiçbir şey...
Bana kalan, eskiden kalma üç beş güzel hatıra,
Bütün savaşlarımda hep zaferle çıkmayı başaran yorgun
bedenim...
Ve bir gün, elbet bir gün gerçekleşeceğine inandığım,
Pes etmez, uslanmaz hayallerim...
Bak gidiyorum işte,
Sen mutlu ol diye...
Kayıt Tarihi : 10.9.2020 17:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!