Bu sabah yağmur suratlı bir çölde uyandım
Gözlerimin mağrurluğunu duru sular yıkadı
Perdesiz penceremin kanatlarını sağa sola kırdım
Tozlu bir soluk çektim ciğerlerime genzim tıkandı
Uzamış sakallarımda nasırlı ellerim gezindi durdu
Odsuz ocakta demli bir çay beklettim, saf saf
Erken daha derken, zaman bir guguk kuşunu daha vurdu
Kuruldu matem çadırı, boş kaldı her saf
Düzenime çomak ne varsa çektim üzerime
Diz büktüren acılar sürdüm papuçlarıma
Rastlanmasın diye nemli yanaklarda izlerime
Olmadık beddualar sığdırdım avuçlarıma
Sİlkeleyip yalnızlığımı omuzlarımdan sırtıma saldım
Kapının sürgüsünü ağır ağır kenara sürdüm
Dönüp son bir kez ardıma, gözlerime hatıralar aldım
Puslandı gözlerim, boğazım ağrıdı. Öksürdüm
Elimde bavulum aval aval yürüyorum
Rüzgar mı sarsan dizlerimi yoksa hevesim mi
Ben yürüdükçe dağlar küçülüyor ben büyüyorum
Efkar mı dağıtan ardımda izlerimi, yoksa nefesim mi
Bilmiyorum.
Gidiyorum tüm direnmişliğimle kalarak...
Kayıt Tarihi : 28.3.2018 01:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!