yalnızlığı takıp da koluma
seller gibi boşalan hüzünle
yıkılınca sokaklar üzerime
ve lanetlere vurunca sözlerimi
kahrolası bir sinsilikle
ne gelen olur
ve ne de tutulur gidenin haddi hesabı
bitmek bilmez dillerde
öykülerimin deli serzenişleri
sanrılar yığılır kapıma
geçit vermez
dökülür ardından sallanan ellerimden
ayrılığın ekşimiş tuzlu terleri
yanar
ve yakar
düşer sözlerim
bir bir gözlerimden
erir caddelerde yüreğim
bitmez sözlerim
sesim bitmez
çığlıklara karışır isyan edişlerim
lâkin
dinlemez kimse
çünkü anlamaz
tercümesi olmayan düşler yapışır yakama
ve geçmez zaman bir başıma
çalmak ister sözlerimi benden
giden her kara yürek
sürükleyip beraber yaşanmışlıkları
alıp götürmeye sevdalanır
saklı şehirlerine gizli diyarların
bırakmam…bırakamam
yapışırım sımsıkı ucuna her harfimin
bana ait neler almıştı zaten
gitmelerini süsleyen
salınıyor şimdi her uçurtma
masmavi sonsuzlukta…narin…nazenin
her dilleniş bir kuş misali
“git gidebildiğince! git
ve dilediğince sür düşlerini
kendince
ve bensiz
ama sessiz ko'ma sözlerimi
ki vuslatında ayrılıkların
yeni aşklarla
yeni şarkılar söyleyip
süsleyeyim yüreğimi
yeni şiirlerim
yeni öykülerimle beraberinde”
bırakmıyor sesim deli yüreğimi
aşk getirince kendi içinde
yosma ayrılığı da
doluşuyor hazan
evimin her köşesine
kuytular açıyor kollarını
sığınamıyorum
her gidişe yazdığım sonatın sözleriyle
tutuşuyor güneş
eriyorum
kimsesiz
nedensiz
13.08.2006
Atilla GülerKayıt Tarihi : 13.8.2006 16:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!