Gidiyordun...
Anlamadığım bir dilde konuşuyordu insanlar. Saatler Sensizliği yüzüme yüzüme vuruyordu. Yelkovan, yürümeye mecali kalmamış savaştan yaralı dönen yorgun bir askeri andıran akrebin koltukları altında ağır adımlarla ilerliyordu. Bir kadın, duyulmayan çığlıklarla içine gömüyordu acılarını.
Bir pay da bana biçiliyordu 'Sevi sokağı cinayetinden' Sensizlik boğazımda düğümleniyordu.
Susuyordum.
Ölüler susarak özler derdi annem.
Sokak satıcıları seni bağırıyordu
Bütün afişlerde sen vardın.
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta