Gelebilirsin artık
Karanlığıma her gün biraz daha en zifiri geceler ekleniyor
Varlığının tespihini anarken yüreğim
Yokluğunun azabında kavruluyorum
Arşınladığım yollar da yetmiyor iyileşmeme
Avuçladığım şu toprak
Şifa değil yokluğuna
Toprak Ana’dır oysa
Ne derdimiz olsa çekmez mi?
Şimdi kendimi dert görüyorum bu yeryüzünde
Yokluğun buraya ait olmadığımı pekiştirirken zihnime
Toprağa kavuşma ihtimallerim çoğalıyor
Yüreğimde biriktirdiğim gülümsemelerin tükendi
Yetmiyor karanlığıma ışık olmaya
Her akşam aynı saatte aynı yere bakarken gözlerim
En çok soğuk denizde doluyor
Gözlerimizle biz üşüyoruz
Gelebilirsin
Sen gittikten sonra tamamen boşalttım dünyamı
Soyundum umutsuzluğu üzerimden
Karanlığın elbisesi sarıyor bedenimi
Ben beyazı tercih ederdim oysa
Hala simsiyah bir geceyken aklında
Beyaz olmayı dilerdim
Gel diyeceğim de…
Yine düşelim sevdanın kavgasına
Biz bu sofrada aç kaldık yâr
“Sevgilim” diyemediğim için aç kaldık
Şimdi sevda denilen şey kurtlar sofrasında
Yetişemez ellerimiz
Dilimiz yetmez uzanmaya
(On İki Aralık İki Bin On İki 11 40)
Nevin AkbulutKayıt Tarihi : 14.12.2012 10:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!