zaman tümel boşluk, divanesiyiz
bu denizin bu mavinin bu sokaktanlığın
aşağılara doğru inen bu gülmenin divanesi
varırsak sorulmaz bize cehennem nerede kaldı
iğneden bir umuda bakmak nerede
unutulmuş yüz getirmişiz,
yabancı hüzün getirmişiz
sözcükler artık tanımıyor bizi
artık kimse tanımıyor
yazlık bir şarkı gibi
durmadan yaşıyorsak
gidilecek bir yer yok
omuzlarım bükülüyor yalnız bir kediye rastlayınca
ağzıma kahve tadı bırakıyor şu tek başınalık,
şu uyanmamışlık
oysa her sabah selamladığım kendimim
günaydın şah’ım, günaydın şahım
bugün nereye gideceksin böyle kendinden uzaklaşarak
– gideceğim bir yer yok, yılanlar uykumu soruyor
yalanlar uykumu
bir yer yok gidilecek hep baktığımız gökyüzüdür
o halde bırakalım şu tenhada gülmek araf olsun
el değmemiş bir tanrı bulalım kendimize
bir ülke seçelim, rüzgârda çiçekleri taşıyan
çarşaf çarşaf kirlenmiş yerlerden uzak
ve soğuk yalnızlıklarıyla bizi üşüten şeylerin olmadığı:
ah! dilemek var bütün yoklarda
gidilecek yer yoktu yangın vardı masalarda
masalar doldu, masalar boşaldı
üç sevimli dudak kaldı yangından
susturan bir boğum içinde
kalem ve nun kaldı
kaf ve hüzün
günaydın şah denildi hep birden
– bugün nereye sarsıla sarsıla
– gidilecek bir yer yok
Mehmet Şah Erincik
Kayıt Tarihi : 1.4.2007 22:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!