Geçmişi olmayan, gurbetten kopup gelmiş bütün mahalleler.
Her sabah; renksizliğinizle üstüme gelseniz de birer birer.
Size yenilmeyeceğim. Zırhım delik, karınca gibiyim üstelik.
Ama, bedeli peşin ödemekten yanaysa usül,
Bilesiniz ki; Akşamı çekmeyi öğreniyorum usul usul.
Zamanın dibini delmeyi size borçluyum soğuk sokaklar.
Hava karardığında; sırayla, ardımda tükenirken duraklar.
Yaklaşan bir gölge kollarını açar ve beni kucaklar.
İşte ancak; o anda gün doğar, çatısız bacalarınız gülümser.
Ne zaman ki.... gölgenin göz bebeklerine kahrolası karanlıklarınız iner.
İşte o zaman giderim İstanbul'unuzdan ve perde iner.
Kayıt Tarihi : 8.9.2001 20:08:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mine Özdemirtaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2001/09/08/giderim-istanbulunuzdan.jpg)
gözleme dayalı,güzel bir istanbul tasviri olmuş ..beğeniyle okudum..tebrik ediyorum.
Şiirinizi tebrik ediyorum.Kısa ama içinde çok şey barındıran bir şiir olmuş.Saygıyla.....
TÜM YORUMLAR (5)