seni,senin yanında özleyerek yürüyordum, az sonra sensizliğin kederine bürünecek gecede.. Kelimesi edilmemiş bir uğuldayan trajediyle eşlik ederdim,kararlı görünen bir kararsızlıkla..
ağzında çıkan her sözcük geleceğime kadar uzanarak, günün bende kalan en önemli hadisesi oluyorken.. sen arabaya biner giderdin, suskunluğun sırdaşı geceyle bırakaraktan beni..
Sensizliğin yerine koyabilecekten yoksun, ne yana gitsem,hep aynı hüznün kara sularına düşerdim.. ismin yerine geçen birer zamir silueti oluyordu, ardın sıra kalan herbir şey..
Dört bir yanımda sağnak şeklinde yağan sen'le birlikte, sol yanım yarayla kan içinde kalırken her seferinde.. sen ansızın çıkar giderdin, omuzlarıma gittiğin yol uzunluğunda bir sefalet yükleyerekten..
Kutup buzlarıma düşen isyan ateşi sonrasında,kırbaçlı bir anarşiyle yıkılır olurdu bütün eskil boyunduruklarım..güneşin son kez batıp,bir daha doğmamasına eşit bir umutsuzluk düşerdi,bütün en baharlı taraflarıma..
sarmaş dolaş olduğum bütün aitliklerimle birlikte,bütün bir BEN'i sen eyleyerek kalırken ardın sıra,gecede.. sen bir nehir misali,ismini kaybedeceğin yere doğru akar giderdin,ayın ağlamaklı yüzü altında; hüznü en üst makam(ım) a kadar taşıyaraktan..
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta