Ardına bakmadan giden
Yalnız sen değildin.
Tüm güzellikleri de taşıdın
Yüreğindeki heybende.
Boynu bükük kaldı mahzun gözlerim,
Vedalaştığımız vefasız yolların başında.
Yaşlı gözlerle seni uğurlarken
O kapkara günde, beraberinde
Uysal gözlü güvercinler de gitti
Cıvıl cıvıl savrulan kırlangıçlar da.
Söndü koca şehrin tüm ışıkları
Güneş de gitti, ışıl ışıl yıldızlar da.
Karanlıklardı, bana kalan
Senin ardından...
Efsanelerde yaşanılan
Sevdaları serdin de önüme
Sonra kahrolası uzakları seçtin mutluluk diye.
Yalnız sen değildin uzakları seçen
Sevinmeler de gitti, gülüşmeler de
Bitti tüm tatlı rüyalar,
Hepsi yerin dibine battı.
Acılar ve hüzündü, bana kalan
Senin ardından...
Hatırlarsın,
Yağmurlarla uğurlamıştım seni buralardan
İşte, o günden sonra
Bulutlar da uğramadı gökyüzüme.
Kurudu birer birer nehirler,
Çekildi koca koca denizler
Üzerinde uçuşan martılar da sustu.
Bir kıtlık başladı, bir kuraklık çöktü ki
Sorma gitsin, öyle ki;
Meyve yüklü dallar kırıldı çatır çatır,
Ulaşılmaz derinliklerdeki kökler çürüdü
Bir bıkkınlık, bir bitmişlik kaldı bana
Senin ardından...
Kayıt Tarihi : 28.9.2025 11:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Aslında bir sonbahar şiiri. Sabahın erken saatlerinde balkonumdan gökyüzünü seyrederken, uçuşan kırlangıçları göremeyince, bomboş kalan maviliği bu duygularla anlatmaya çalıştım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!