Yaşlanma, gitme korkusuyla başlar... 'Bırakıp gidebilenler' ise hayatta, 1-0 önde koşar...
İhtiyarlamak azizim, gitmek korkusuyla başlar. İçine bir şüphe düşüyorsa kapıyı çarpıp çıkacakken, duraksıyorsan, işte tam o an, yaşlanır insan...
Yeni bir başlangıç yapmak için üstat, önce boşlukta durabilmesin. Boşlukta "kalmaktan" kortuğun zaman, işte tam o an, bir daha yeni bir şeye başlayamayacak kadar ihtiyarlar, çökersin.
İnsan, sevgili arkadaş, zaman içinde yaşlanmaz aslında. Bir ikindi, zamanın nasıl da geçtiğini düşündüğünde, düşündüğü bütün o zamanların yükü üzerine bindiğinde ihtiyarlar. Tam o ikindi gitmeye karar verirse, şöyle yeniden "Ne yapmalı? " yaylasına çıkıverirse dirilir yeniden. Bağlantısızlığın yaylalarında iyi, sağlam, canlandıran bir rüzgâr eser. O rüzgâra çıkmazsan eğer, yeni bir şey olmaz. İhtiyarlamak, yeni bir hayat fikriyle, yayla rüzgârından üşüdüğün zaman başlar...
Serserilik deneyleri
Çağrı mı, armağan mı, ceza mı
Ne vardı böyle karşıma geçecek
Ben ne yazılar ne çizgiler yitirdim hatırlamadım
Ne var ki sizinki onlar gibi gitmeyecek
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta