ruhunda boş bir yerleri doldurmaya merhaba, ruhumdaki boş bir yerlerin dolmasına merhaba
konuşmaların hışısında çaresizliğin kokusunu yaşadın mı?
kandırılmış umutların son şafağında ölümcül anlarla buluştun mu?
bir umud adına terk ettin mi tüm sıcak kucakları mecbur ellere gittin mi?
yoksulluğun yoklarında derdinin son derdi ölümüne ayna oldu mu?
ne bir umudun şafağında kaldım doyasıya, ne de umudun içime girmesine müsaade etti ruhum, sadece yaşadım,gördüm ara arada bildim,bir hiçi
birisi için reklam biriisi için acı bir bombalamasında hüznün şarenpen parçası üreğine saplandı mı?
uğrunu onca şiir yazdığın ve çok sevdiğini birine ihanet ettin mi alil alil
sonra dayanamayıp gitti mi bunca büyük aşktan sonra
sen hiç kimsenin hiçi bense ne hiçlerin içi ne de içlerin içiyim
bulunmuşluğun bulgusunda bulundun mu günlerce yalpa yalpa
bir gülün kadına verilme anında kurşunu dizilen ayrılıkçı bir anın oldu mu
sen bakıpta ağladığı sanılan şu göze aldanma,umudunu yitirdi sanıp,giden de kalan da bir, bu alem fenası yerde...bu dökülenler ruhun aynası
karamsarlığın kara tahtasına hala onu bekleyen ayrılık dersi verdin mi?
dökülen gözyaşarının vicdani sesiyle ruhsal unutulmama an beyi yaşama sergisi açtın mı?
ders vermek, haddini aşar bu bende, kuduran bir denizde ufak bir kayık nasılsa batar...
ey ayşe dedin mi bunca bana hayran gizemli gül geçerlerin ininde
kuduran bir hissin sisliğinde uludumu vatansız ve kalbi atansız uçarıların kurtları
batan bir günün geleceğine hala bir umud bayrağı diktin mi?
hani belki bir gün dönerse tümcesini aşki anayasa yaptın mı?
bayrağa sarılı tabut gördükten sonra, ben ne umudu dikerim ne umuda dikerim o kefeni
gereksinim duyulan içten bir öpücük için dünya güzeli bir güzelinin bağrını ezerek öptün mü sevimsiz dudakları
hani bir gün olur da dönmesin diye duaya gebe düşlerim, kör olmayı yeğlercesine
öpmek, ne kadar da arsız bir ölüm
Tahammülsüzlüktür öpmek bana
ayrılık tabutuna sarılmış gitmelerin zevke gitem uğurunda bir vicdanın atomuna fünye oldun mu?
duya gebe dönmelerin şavkında ay tutulması oldu mu tutkularında
tutku doğmamış bebek, ana rahminde ölmeye mecbur, habersizce
tahamülsüzlükleri öpemeyen bir yarin gidiş gözyaşlarıyla eriyen bir vicdanı tanıdınmı
vicdan kör bir ebe, yakalanmamak ister her kimse ona,bilirse bir çoğu oda, nasıl yaşasın ondan sonra
satılamayacak bir mutluluğun ucuz acıların teğetinde statik kalmsına şahit oldun mu?
mecburların barbarlığında kalmanın kalıntısı sevgisini bitirdi mi?
şahit,en sevmediğim kelime,kim kime ve neden,birilerine gebe mi kaldı yoksa biri yine...
mecbur olmamak adına yaşamak
bir ömür adadığın adaklanmış bir yarin zevk çeşnisinde arzulanışa oyuncak oldun mu?
güçlenen bir gidişin son yokuşunda yakaladı mı seni kader
hala kalsam mı bu bununla diyen bir dirhem umuda gelecek oldun mu?
dönüşü olmayan bir şeyler imza attıktan sonra yeniden bir mutluluk senfonisinin şefi oldun mu?
sen gitmeleri hakketmedin gidişin bir yazgının yüklemiydi
devrik bir cümlede bekleniyorsun yeniden yüklem olmaya
evet işte hayat bir yüklemdi benim için oda gitmek'ti
mesul olduğun özlem resullerinin sunusunda anıldı mı özlemin
özlem özlenir mi,
işte ey giden ve gelmesi mucizevi hayallerin son atom sevmesi olan güzel
bir yürek nasıl bunca sevgiyi unutacak gidişinin günah bombalarını düşündün mü?
Bir bedelin ederinde ben çok eder değilim belki ama bu yürek unutmadı değerini eğerini
Kayıt Tarihi : 30.7.2008 21:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

devrik bir cümlede bekleniyorsun yeniden yüklem olmaya
evet işte hayat bir yüklemdi benim için oda gitmek'ti
güzel bir çalışma yüreginize sağlık
TÜM YORUMLAR (2)