Gidenin ardından... Şiiri - Lamia Canay

Allah aşkına marifet midir gidenin bir gün geri dönüşünü izlemek!
Yapmayın,aldatıldığınızı hissettiğiniz anda, bile karşınızdakinin zaafları olan, aşık olabilen bir insan olduğunu unutmamanız gerekir...

Hiç ama hiç beklemeyin gelmesi için,ne beyhudedir bu söylem bir kadın için! İşte tercih edildin bi kere,bir başka kadın o adamın kalbini senden daha hızlı çarptırdı... Düşünün o saatten sonra 'kürkçü dükkanı' na dönse ne yazar dönmese ne yazar!

Hani o bir zamanlar çok sevdiğiniz, deli gibi aşık olduğunuz, gözüne bakmaya kıyamadığınız, bir yeri ağrıdığında sizinki de ağrırdı ya…
Evet aldatan da giden de o ama bütün o şahane duyguları yaşatan da o değil miydi? O zaman nedendir, gittiğinde ardından edilen beddualar, gönderilen kötü dilekler ve her mutsuzluğunu görüşünde alınan haz!

Asıl büyüklük gitmek istediğini anladığın anda yolunu açmaktır ama, sinsice dönüşünü, mutsuzluğunu beklemeden dilemeden... İçten içe mutlu olmasını dileyerek.
Gerçekten, sevmenin en önemli kısmı da budur, özgür bırakabilmek, onun mutluluğu için ondan vazgeçebilmek,işte o zaman erdemli hisseder kendini, o zaman yücelir insan...

Çok zor da olsa düşünün,o da insan,sizi nasıl sevdiyse bir başkasını da sevmiş olabilir...
hiçbir şeyi yüzüne vurmayın.Seçim yapabilmesi için özgür bırakın...

Başkasının hayaliyle yatıp kalkan bir adam da neye yarar?
Kırılan vazo dışarıdan yapışmış gibi gözükür fakat altından su sızdırıyordur....
Ben sevgiyi güven olarak nitelendiriyorum...

Ha bu arada, giden geri dönmez mi? bazı istisnalar döner...
Belki geri gelir,gelir ama, nereye? Hangi duruma/duyguya geri gelir?
Geri geldiği yer, eski yer midir? O yerde yeller esmiş midir?
İlişkinin, o adamın sizde ki varoluşunun iklimi değişmemiş midir?
Kaldığınız yerden devam duygusunun mekanı neresidir?
Nerede kalınmıştır?

Eğer bir kadın bunu yaparsa yani bir başkasını sevip eşini terkederse değerli eşler nasıl yaklaşır merak ediyorum.
Afedeceklerini ve bir şans daha vereceklerini hiç zannetmiyorum...

Kadınla erkek belki güç anlamında bence eşit değil ama duygusal anlamda eşit olduğuna inanıyorum.
Sonuçta erkeğin kalbi varsa kadının da var...Ve o kalp kimi hak ediyorsa onda kalmalı,elden ele dolaştırıp yormanın anlamı yok...

İnsan gerçekten seviyorsa hata yapma şansı yok,bunu bilerek yaşarsa hata yapmamaya özen gösterir, cesaret edemez sadece aşık olmuşsa bunu göze alır...

İnsanoğlu olarak en büyük zaafımız belki de kabullenememektir...
Mülkiyete, aidiyete ve her türlü sahipliğe karşı keskin bir tavır koysakta gidemeyiz,ya da git diyemeyiz...
Aslında gitmek çoğu zaman kalmaktan iyidir, hem giden hem de arkada kalan için!

Ünlü fransız matematikçi, fizikçi ve filozof blaise pascal'ın çok sevdiğim bir vecizesi vardır.'her seçiş bir vazgeçiştir der...
Biliriz hepimiz bu sözü, kimin söylediğini bilmesek de...
Çok kıymetlidir zira, seçmek, vazgeçmek, hadi git ya da ben gidiyorum demek...

Sonunda kaybetsek de arkada kocaman bir 'ben' bırakır ve işin acısı hayat geceleleri çok acımasızdır, zira başını yastığa koyduğun zaman seni bir tek 'kendinle' yani geriye kalan 'ben'le başbaşa bırakır!

Acımasız hayat dedikleri işte bu seversin,aşık olursun,taparsın,değer verirsin birgün bir bakarsın ki elinden uçup gitmiş....

Şunu unutmayın ki vefa her zaman kaybeder ama zalim hep kazanır...
Bu yüzden hayattan küsmek veya kopmak hiç bişeyi halletmez hayata dört elle sarılmak en güzeli bu...

Önemli olan ben ayakta kalmalıyım ilkesi olmalı ancak o zaman hayat daha güzel ve anlamlı olur... Mücadele ederek ancak bedelini alırız,asla umudunuzu yitirmeyin elbet mutluluk kapınızı çalacaktır...

Yarınlarınız hep sevgiyle,sevdayla dolsun yüreğiniz hep mutluluk ışıklarıyla donansın... Seçeceğiniz insanın sevgiyi hak eden olması dileğimle...