Kapkara dönemin azgınlığı içindesin,
Yalın ayak, çırılçıplak, bağrı yanık.
Bırakmışsın kendini, sanki boşluğa,
Çırpınırsın, çırpınırsın kanadın yok ki,
Uçamazsın, kaçamazsın,
Kuruldukça kurulan,
Boşaldıkça boşalan,
Zemberek GİBİSİN...
Köyün çorak toprağı ve sen,
Kabuk bağlamış yarık toprak misali,
Ellerin ayakların,
Kurumuş su arayan dudağın,
Ovada, yaylada, dağda, bayırda,
Bulduğunu yemeye çalışan davarın,
Üstüne yük vurupta çöööö diye dürttüğün,
Eşeğin, katırın ve de atın,
Karasabana koştuğun öküzün,
Utanıyorum söylemeye ama,
İnan ki aynı bunlar GİBİSİN.
Bilinç kapılarını ardına dek kapadılar.
Sahneye öyle bir oyun koydular ki,
Ardından kapkara bir çarşaf giydirdiler üstüne,
Ruhunu, beynini, bedenini saracak şekilde.
Karanlığı seven, karanlık işler için,
Döndürdüler, döndürdüler bir güzel çıkarlarına,
Günün her saati, makinaların çarkları gibi.
Bir şey söyleyeceğim, yine güceneceksin.
Gücensende söyleyeceğim.
Ben senin, evet senin, gerçek dostunum.
Sen karanlığı seven, yarasa GİBİSİN...
Birileri var, bu oyunlar da emir verir.
Emir erleri belli, komuta belli değil.
Roller o kadar güzel paylaşılmış ki,
starlar yok, oyunun korkunç sahnelerinde.
Farkında değilsin ki bilesin,
Kimlerden yana güreştiğini.
Sen hiç düşünme bunları,
Ben sana söyleyeyim kardeşim.
Sen; senin gibilerden yana değil,
Düşmanın lehine hep güreştin.
Kurtulamıyorsun yaman pençesinden.
Kula, kul ezilmişliğin de bundandır.
Bunada kader demişler.
Bu nasıl kader güzel kardeşim.
Kanımca bir doğru söz daha söyleyeceğim.
Bana yine güceneceksin.
Gücensen de, öldürsen de 'Dost acı söyler.'
Sen; gerçek cahilliğin simgesi GİBİSİN...
Gerçeği bırakıp, seni övsem şişersin.
Hoşuna gider şereflenirsin.
Hep ihanet içinde oldun.
Bilir misin?
En iyi şerefsizsin.
Çünkü; alçaldın, süründün, sürüldün ve de öldün,
Ben, seni anlatıyorum seni,
Aldatılan, gerçeklerden uzaklaşan içini.
Yalan mı söylüyorum, bana güceniyorsun?
Sen, piyonsun piyon.
Kukla gibi oynatılan.
Bırak artık, bu piyonluk rolünü,
Kuklalık, piyonluk, sana hiç yakışmıyor.
Mert ve doğru ol.
Star ol, can ol, aç kollarını dostlara,
Silkin, silkin arınmış ol tüm kötülüklerden.
O zaman, gerçek benliğini bulursun.
Kimsin? Nesin? Ne yaptın? Pişman mısın?
Sil eski kötü anılarını,
Bundan sonra neler yapacağını düşün.
Geçici çıkarları değil,
Kalıcı toplum çıkarları için,
Çok düşün, düşün çöz bu denklemi,
Dostlarla el ele canım kardeşim.
Doğruyu ancak böyle bulursun.
Hak için, halkın için doğrulara koş,
Koş ki sevinç göz yaşları dökeyim.
Yüreğimiz motor, kollarımız kanat olsun,
Hız alıp yükselelim,
Yüksekler mekânımız olsun.
Kucaklayalım tüm dünya insanlarını,
Gülerek, severek, kardeşcesine.
Bu gerçek olursa eğer,
Sana bir söz daha söyleyeceğim.
O zaman beni çok seveceksin.
Sen; gözümde ve gözlerde,
Sen; yüreğimde ve yüreklerde,
Güneşe koşan bir dev GİBİSİN.
Osman Aközel
Osman AközelKayıt Tarihi : 5.4.2008 17:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İnsanlara çok acıyorum, bazende elimde olmadan kızarak üzülüyorum. Ekonomik gücü olmayan fakir halk kesimleri genel olarak yaşamları süresince bağımlı ve boynu eğiktir. Saf ve temiz benim halkımın cahil ve fakir bıraktırılması, köle gibi muamelelere maruz bıraktırılması beni çok çok etkiliyor. Kendi bindikleri dalı kesmeleri kendine zararı olduğu gibi tüm topluma aynı derecede zarar veriyor. Ben bu tür etkilerin kırbaçladığı hislerle doluyum. Boşalmak istedim beyaz sayfalara. Saf ve temiz halkımın bir kısmını anlatmaya çalıştım. Bana gücenecekler çok olacak. Doğru okuyup özümleyenler ise övgü dolu sözler söyleyecekler.Gibisin gibilerden olmasınlar. Kendilerinden yana olsunlar ki güneşi yakalayabileler.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!