Dün gece rüyama girdin, yüzün pek ak gibi geldi,
Altındaki binek hızlıydı, burak gibi geldi.
Kandilde göz yaşlarımız ardından sel oldu aktı,
Doğduğun gece gökyüzü, daha berrak gibi geldi.
Sen göçtün göçeli asırlar oldu, hasretin arttı,
Seni hatırlayıp andım, gönle sadak gibi geldi.
Ravzanda misafirindim, burnum gül kokunu aldı,
Müminler ağlaşıyordu, sebep firâk gibi geldi.
Bazıları muhabbetten nasipsiz ve yoksun kaldı,
İsmini duyup anmayan dil, mızrak gibi geldi.
Pak doğdun, pak yaşadın, vefatında da sîman paktı,
Sana sevgim arttıkça ay, daha parlak gibi geldi.
Şu ömür çarkımda nice seraplar karşıma çıktı,
Varlığın bana, ıssız çöllerde çardak gibi geldi.
Nabzımı yoklayarak baktım, senin isminle attı,
Nefesimi dinledim, orada tutsak gibi geldi.
Bir göremedik yüzünü, neyleyim ben böyle bahtı,
Bizden daha şanslısı her hal, toprak gibi geldi.
Yıllarca yeryüzü gökyüzüne mahzun mahzun baktı,
Senin gönderilmen karanlığa, şafak gibi geldi.
Bu nasıl asır ey resûl, zulmeti arttıkça arttı,
Senden habersiz her mefkûre, kaçak gibi geldi.
Rahmetin alemin üstüne kıvılcım gibi çaktı,
Şefaatinden ayrılmak eyvah, helâk gibi geldi.
(Eskişehir 29/12/2003)
Hikmet KüçükKayıt Tarihi : 18.4.2005 00:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!