Akşamdan bir avuç dolusu yıldızı,
serpiştirdiğim yüzün!
Sabahı al yanaklı ak hüzünlerini;
Buz gibi soğuk suyla sıvazlayan,
sen gibi şafağa dimdik,
Gibi değil ahvalim….
Çıkılmazı imkânsız ağların,
ölümcül yapışkanlığında sersefil.
Tutumcul bir aşk’a son mahcupluğu,
Gibi değil ahvalim…
Tutunca bir eli,
en can alıcı noktasında.
Cehennemden çalıntı parsel, parsel,
kor ateşlerinin istilası
Gibi değil ahvalim…
Omuzlarında son yolculuğumu ifa edecek,
yaşayan ayakların, bir an evvel
aceleci gürültüleri,
Gibi değil ahvalim…
Enine dar, uzununa ince.
Boyuna var işte bir metre.
Bir ikinci olsa, asla sığmaz içine / gözüken,
Gibi değil ahvalim…
Vah halim, ahvalim!
Saçlarımda ak hüzünler.
Gönlümde damla, damla, sızma dertler.
Yüreğimde cehennemden kor ateşler.
Mezar başım da, aç itler,
Taş olur gibi degil ahvalim............
Kayıt Tarihi : 28.1.2009 12:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)