Gecenin sessizliğini yudumluyorum,
Yıllardır demlenmiş bir bardak çay gibi.
Sarıyor bedenimi zehire dönüşmüş tein,
Biraz da tiksindiriyor beni, bir garip el gibi.
Dökülüyorum ilk baharda açsam da yaprak yaprak
Kurumuş dallarda kalan nar gibi.
Işık saçamıyorum çehreme bir dirhem
Geceleri güneş, gündüzleri ay gibi...
Neden çekiliyor perdeler sahneme?
Varlığı gizleyen toz pembe yorganlar gibi.
Bazen çatılıyor kaşlar, menzile dönüp birden
Sonra bütün ruhumu dinlendiren kemanlar gibi.
Sen dünyanın ahını yüklerken canıma,
Ben yine adanmışları oynuyorum İsmailler gibi.
Şükrediyorum cihanın hakimine sen varsın diye,
Sanki bütün mutlulukları tadar gibi.
Kayıt Tarihi : 7.5.2017 00:17:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Zülfü Evin](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/05/07/gibi-149.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!