Dolu dolu programlarla yüklü yoğun ve hareketli bir eğitim öğretim yılı ve yorucu bir çalışma döneminin ardından, bir müddet de olsa iş ortamından uzaklaşmak ne kadar güzel oluyor.Bu maksatla Temmuz ayının başından itibaren yaklaşık bir ay süreli izne ayrılarak memleketim Ankara’ya doğru yola çıktım.Yaz tatili nedeniyle herkes Ankara’dan uzaklaşırken, ben de bazı özel ve ailevi işlerim nedeniyle tatilin büyük bir kısmını Ankara’da geçirdim.Çocukluğumun, öğrencilik yıllarımın ve çalışma hayatımın büyük bir bölümünü geçirdiğim anılırımın kenti Ankara’dan son yıllarda epeyce uzak kalmıştım.Bu vesileyle belki de son yıllarda ilk kez bu kadar uzun bir süre Ankara’da kalma şansına sahip oldum.
Tatilimin ilk haftasını bazı ailevi ve özel işlerim nedeniyle Ankara'da geçirdikten sonra, Ankara’da ikamet eden kardeşimle birlikte eş ve çocuklarımızı da yanımıza alarak Çamlıdere-Kızılcahamam-Gerede-Mengen-Devrek-Çaycuma-Bartın-Amasra güzergahında üç günlük bir seyahat yaptık.Daha önce sadece resimlerini gördüğüm Amasra ne kadar büyüleyici güzelliğe sahip bir yurt köşesiymiş meğer, tam da şairlere göre yer.Orada geceleyip güzel ve durgun bir yaz gecesinde mehtabın denizle öpüştüğünü, kaldığımız pansiyonun balkonundan seyretmeme rağmen tabi ki şiir yazamadım.Ama sanıyorum Amasra da Amasya gibi şairlerin mısralarına, ressamların fırçasına her zaman ilham kaynağı olacak nadide güzelliklere ve büyüleyici çekiciliğe sahip şirin bir yer.Yurdumuzun o bölgesini bugüne kadar görmek nasip olmamıştı.Kısa ve güzel geçen bir seyahatin ardından birkaç gün sonra güzel anılarla tekrar Ankara’ya döndük.
Birkaç kez eski mahallemizde çocukluk ve mahalle arkadaşım Hünkar Dağlı ile buluştuk.Bu mahallede herkes her ikimize de “Hoca” diye hitap ederler, adımızı pek bilen olmaz.İkimizi bir arada gören eski mahalle dostları ve arkadaşları “Oooo, hocalar hangi rüzgar attı sizi böyle bu taraflara” şeklinde iltifatta bulundular.Oturup birkaç yerde çay kahve içtik, eskilerden ve tabi ki sanattan şiirden konuştuk.Eski dostlarla, hemşehrilerimle ve çocukluk arkadaşlarımla karşılaştım.Onlarla ayrı ayrı hasbihal etme imkanı buldum, benim için güzel bir değişiklik oldu.Ayrıca, yine bir başka gün şair dostlarımızdan hemşehrim Ahmet Eroğlu ile karşılaştık, Altınpark’ta bir kafeteryada oturup çay kahve içtik, ordan buradan ve şiirden konuştuk.
Bir başka gün; değerli şair dostumuz Ahmet Tahsin Bey beni telefonla aradı, birlikte bir yemek yiyelim dedi.Ve görüşmemizin ardından birkaç dakika sonra gelerek eşimle birlikte bizi Aydınlıkevler’den aldı.Birlikte Nazlıhan Hasköylü’ye kahve içmek için uğradık.Bilahare Nazlıhan hanımı da alarak beraber Ankara kalesine çıktık.Burada Ahmet Tahsin ile Nazlıhan Hasköylü’nün birlikte el sanatları çalışması yaptıkları atölyelerine uğradık. Bu vesileyle Ankara kalesindeki tarihi dokuyu yeniden gezip görme imkanı bulduk.Yine burada güzel bir mekanda oturup çay kahve içtik, şiir ve sanat üzerine sohbet ettik.Öğleden sonraki saatlerde Ankara kalesinden ayrılarak yine birlikte İvedik köyünde yeni hizmete girmiş güzel bir balık lokantasında yemek yedik, geç saatlere kadar şiir ve sanat üzerine sohbetimize devam ettik.Böylece yararlı, dostane ilişkilerin güzelliğine yansıyan güzel bir gün geçirmiş olduk.
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
şiir dolu bir yaşam..gezi boyunca da birlikte olmuş sizinle üstad..zevkle okudum
ÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖÖFFFF
HOCAM MAŞAALLAHIN VAR.
BU KADAR ZAMANA NELER SIĞDIRMIŞSIN NELER.
MÜBAREK OKU OKU BİTMİYOR:-))
DOLU DOLU BİR TATİL NE KADAR GÜZEL.
SELAM VE DUA İLE.
Seninle birlikte biz de tatil yapmış olduk be üstadım.sen para harcadın biz beleşinden gezdiğin yerleri gördük yaşadık sayende:))Paylaştığın için teşekkürler.
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta