Bana güğüm güğüm Munzur suyunu getir
Yüreğime dert olan yılan gibi kıvrılan yolları getir
Kutu Deresi Kirik Kahvesi'nde bir bardak çay getir
Getir kardeş Tunceliden sevdayı özlemi ve hasreti getir
Düzgün Baba Dağı'ndan yüzümü serinleten yeli getir
Liter Tepesi'nde elvan elvan gelen çiçek kokusu getir
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Onları unutalım artık Senem öğretmenim. Yarın köylülerimiz ekmeye tohum bulamayacak bu genleriyle oynanmış tohumlar yüzünden. Besiciliği bıraktık İthal hayvan doldu ülkemiz.Dağlarda kekik değil ot kalmadı. Toplu arı ölümleri var termik santrallerin saçtığı zehir yüzünden.
Korkarım bu günleri aratacak bir ülke bırakacağız bu gidişle çocuklarımıza, torunlarımıza...
Kutluyorum güzel şiiriniz ve sizi. Nicelerine. sevgimle...
Bende emekli olduktan sonra ABD de yedi yıl kaldım.Sıla özlemimi gurbeti anlatan çok etkileyici şiirler yazdım.Saaygıdeğer meslektaşın üstadem.Güzel yürekli ablam şiirinizi beğeniyle okudum.Ço hoş anlatımlar içerisinde yok yok duygular yansımış sayfalara ama özlem dolu .Hasret dolu duygular.Kaleminiz daim olsun.Sevgiler saygılar güzel yürekli insan....
başta herkesin kendi memleketi olmak üzere
ülkemiz ne kadar güzel değil mi değerli şairem.
yalnız değerini bilmek gerek,topraklarımızda gözü
olanlar var uyanık olmak lazım.memleket özlemi ve hasreti
ile yana yana yazılmış mükemmel bir şiir okudum.kutluyorum
sıla hasreti hangiayrı kalanın yüreğinde ateş yakmaz ki memleket bülbül misalir altın kafeste olsa illada vatan kutlarım
Yorum yazan tüm dost ve şair arkadaşlarıma selam ve saygılarımı sunuyorum.Neticede beni ağlattınız ,yüreğinize sağlık,...
Senem Hanım,
Ülkemizin güzel yerlerinden havası, suyu, doğal güzelliği ve asi dağlarının ifadesini bulduğu....özlem , hasret ve sevda dizeleriydi.......emeğinize sağlık....nicelerine...
Selam saygı sizedir....
Şiir saglam karekterli
oldukca hoş anlatımlı
melek kadar saf ve tamiz
duygularla yazılmış kutlarım
Asrın çileleri ile yoğrulmuş Tunceli'nin, yürek burkan kederi yanında aydınlığa açılan kapısı, yürek sevincini, ruh aydınlığını yansıtmıştır hep, yürekten kutlarım Senem hanım, esen kalın.(10on*ant)
Beni gurbete gönderen zamanı tekrar geri getir
Ailemi iğim sevdiklerimi bana birer birer geri getir
Getir kardeş Tunceli'den sevdayı özlemi ve hasreti getir
Sanem Hanım..Şiiriniz beni çok etkiledi illaki son kıt'ası,geçmişe olan hasret aile ile başlıyor çocukluğumuz annemiz ,babamız ve kardeşler,bazı şeylerin dönüşü olmuyor,ve bir hasret kütlesi olup yüreğimize yapışıyor,hele o yürek yaban ellerde gurbetteyse o yüreği hiç bir şey teskin etmiyor....Şiiriniz çok gurbetti,çok hasreti,çok duyguluydu,çok şiirdi...Sabah sabah beni derinden etkileyen kalemi ve yüreği kutluyorum selam ve muhabbetlerimi,üstüne bir gelincik çiçeği bırakıp öyle yoluyorum kabul buyurun...sevgimle...
Tunceli başka bir sevdadır- Tunceli denince beni bir ürpeti bir karamsarlık alır- benim gönlümde aklımda yüreğimde binlerce hikaye acı depreşir- sonra dağların serinliğine bırakırım kendimi-taze açmış güllere öykünürüm- geleceğe sadece geleceğe bırakırım her şeyi- yüreğinize sağlık -kutlarım...
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta