Gerzan Şiiri - Seçkin Tok

Gerzan,
Mavimtırak yağışlı bir sevda,
Balık etlisin fakat ruhsuz musun nesin;
Sandıkların yine mi kilitli?
Ne zaman açılırsa söyle o zaman geleyim;
Yastık altı altınlarımı bozdururum,
Sana ciciler alırım.
Üstüm başım kifayetsiz pis,
Hiçbir şey yakıştırma ne olur bugün,
Aklım karışmadan ilk kez eve dönebileyim.

Koşuşturmalar artık eski zevkte değil.
Ne oldu dersin?
Bamya dökülmüş sokaklarda mı incelmiş sesin?
Sessizsin!
Cevap ver Gerzan;
Kuşlar kondu yine parmaklarına,
Ötmeyi öğretecek misin önce onlara,
Sonra bana? ...

Zaptiye Hüsrev gelecek bu gece yatıya,
Uzun uzun dertleşiriz belki.
Bu mevsim yaz mı sorması ayıp?
E gelmesen gelme derim sana.
Bardaklarda eskisi kadar kahve çekirdeği yok sanki;
Mevsim falan bilmem ben.
Tek bildiğim soğuk kar gecesinde beklenen yağmur sıcaklığı…
Balık etli Gerzan geçecek karşımdan,
Gerzan!
Geçmezsen bak mevsimler geçecek
Ruhum haber almasa da.

Dikmişim eflatun buğday tanesini alnıma,
Çıkacak biliyorum;
Ama ta ilkbaharda.

Yağmur geliyor Gerzan hadi kaçalım;
Ardımızdan kovalarsa
Seni öpeyim;
E mi?

Gerzan
Gelmek istemezsen beyaz faytonu göndereyim kapına;
Lalelerle dans ederek karşılayayım seni.
Berrak olmayan bir damla su sesleniyor:
Bin arabaya!
Çek faytoncu,
Kan emenler köşküne.
Evet!
Yatıya!

Hüsrev Kardeş gelmeyecek bizim Gerzan,
Şömineyi yakmayalım bu gece.
Yılbaşı gecesi yine kardeşimle dertleşeceğim.
Gerzan yangınları…

Bırakacağım buzlara hapsolmuş güneşi;
Güneş parçası mı her neyse,
Yeter ki
Kalbimi lokma lokma yutma Gerzan,
Dua edeceğim senin için.

Hüsrev yatıya kalacaksan söyle,
Arayıp söyleyeyim gelmesin Gerzan;
Yok, yani yanlış anlama,
Yer döşek buluruz; ama
Malum, Gerzan yalnız bana anlatacak;
Bana, seni seviyorum diyecek ya
Ben ne cevap vereyim,
Nasıl güzellenelim?

Silik bir yazı yazıyorum kapıma,
Sen ne zaman gelirsen Gerzan
Girmeden içeri okursun.
Soluğum titriyor bu gece erkenden,
Uykum kaçık seni bekliyorum.
Üzme beni balık etli Gerzan;
Geliver güllü yazmanla bu gece,
Doyayım ağlamaya, gülmeye.