Savunmasız kalmışım karşısında kara kışın
Bir tarafım bozkırda kurulmuş engizisyon
Üç tarafım çırılçıplak bir gece ayazı
Yaklaş,
Filiz at şu çorağıma ve karasallığıma
Kavruk dağlarıma geri getir baharları ve adım seslerini
Uzak kentlerden gelen trenler kalktı burdan
Kopardılar seni yüreğimin doğusundan
Kopardılar incecik gövdesinden daha bluğ çağında bir yaprağı
Bu kaçıncı
Bak durmuyor zelzele
Savurdular sonbaharı dünyanın üstüne
Ellerini bağladılar sarmaşıkların
Bak bu gözüme batan yollar,
Bu yürümediğin, gelmediğin, sarılmadığın şehirler,
Bu üstüme yıkılmayan duvar,
Yıkanmayan perdem,silinmeyen camlar
Bu bakamadığım erik ağacı,
Bakmak istemediğim,
Ağladığım sokak
Her yandan uzaklaşan oluyor
Her yandan bir harf kaybediyor alfebe
Yetişemiyor sana ayaklarım
Büyük yıkımlar gerçekleşiyor içimde
Kurtar
Kaç yılın sonbaharını geçtim yalın ayak
Sıvanmış bir paçayla özlüyorum seni
Bu kış son olsun
91 yaşında köpeğim ölüyor
Şimdi diyorum ki geri getir
Geri getir herşeyi
Kendini ve ellerini
Bir bankın üstüne oturt kendini
Sonra gör,
Kaldırımlar çürüyor sensiz
Bir tarih kitabı linç ediyor beni
Ve geri gelmeni diliyor bir bozkır çiçeği
Belki antik çağdan daha uzun kalırsın
Bir tiyatro amfisi bir felsefe
Bin yıl geçse bile mezopotamya masallarında yaşarsın.
Kayıt Tarihi : 16.7.2019 13:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!