Geri Dönüşün Gidemediğindendi

gençlik ateşimden son kalıntı yüzümde kızıl damga
ben konuşuyor ben de, bir benle
içimde dondurduğum bu sevgi kimin?
kimsesizliğin koynunda biryerlerdeyim, yanılgın
beraber olmak sevmek değildir
sen beraberdin benimle yalnızca
oysaki ben seviyordum seni
yanım, yörem, yönüm bir pusula sana
hiç dinmeyen ağrısıyla yüreğim aşkımı anlatır
dizlerimin sızıları bir barometredir
sensiz yağmurlardan kalan sesler çınlıyor kulaklarımda
mızrak gibi saplandı kalbime yalan gözlerin
ayrılık şarkıları çalıyor radyolarda, benim
şarkım varsın çalmasın, ben yine de içerim
kadehimi kaldırır şarkımı kendimde söylerim
senin şerefine içeceğimi sanma sakın
günce tutmadım, şiirlerimde geçmiyor
aklımın hatıra defterine yazdığım adın
resimlerini aşk tanrısının sunağında yakacağım
...
güz şafağı hüzünle günün resmini boyuyor
aşkın gücü mucizeler yaratmalı şiirlerde
diyorum, senden kokunu taşıyan bir yel esse
damarlarımda dolanan kana hayat verse
ciğerlerimi doldursa ılık nefesin
ve kalbim yeniden çarpsa bu aşk için
içim dışım sen olur...
yok başka bir gerçek, bir düşüm sevilmekten başka
bu kokular ne, sinmiş ardıç dallarına
sevinç gözyaşları döküyor sakızlar damla damla
hadi bana hiç duymadığım sözcüklerle seslen
bilmediğim sıfatlarla ünle adımı
hüzünler isyanlarla türkü olup çalınsın
masalsı güzellikler, altında ebemkuşağının
erdemli aşk keşfedilmeyi beklemeli yeniden
sevgisizliğe, bensizliğe uzandığını kaldırımların
gidersen sonsuzluğunda kaybolacaktın yolların
geri dönüşün gidemediğindendi hadi itiraf et!

Dinmez ER / 26 Kasım 2009 / Çeşme /