İstanbul’dan uzak, uyanıp bir soğuk yatakta
Hiç kandırmadım bulunduğum şehri,
Ayaklarımda ürkek bir soğukla.
Perdemi aralayıp izlediğim bu dağlarda
Martı çığlığı ve derin bir deniz kokusu var
Hiç bir vapurun keşfetmediği kadar
Uçsuz bucaksız okyanus bu topraklar
Her yer boynuna bağlanacak taş ta
Atlanacak ne bir köprü ne de su var
Huzur, bir odun sobasının yoğun sıcağında
Bir aşığın yakın ilgisi gibi
Onun yanı boğarsa
Buz keser diğer bütün odalar
Huzur sobadan değil, sıcağından
Soğuk dağlardan değil, odalardan
İstanbul’dan uzak dolaşıp soğuk sokaklarda
Hiç kandırmadım bulunduğum şehri,
Ayaklarımda dönmek arzusuyla
Elimi ovuşturan bu aya
Bilirim kimsenin sevmediği gibi sever
Yanağımı okşar, gözyaşımı siler
Ayaklarında başka başka şehirlerin tozu
Hiç kandırmaz bulunduğu memleketi
Gitmesi gerektiği zaman gider
Cennet bir mekan değil bir durumdur
Onu bulmak için çıktığım yolculukların
Ve bulduğumu sanıp döndüğüm şehirlerin toplamı
Soğuk bir yatakta koynunda uyandığım
Sımsıcak bir sobada mısır patlattığım
Sevmeyi bilen bir elin serçe parmağı kadardır
İstanbul’dan uzak bir gurbet masalında
Hiç kandırmadım kendimi
Döndüm tam dönmem gereken zamanda
22 Ekim 2006
İbrahim Tolga ÖzsoyKayıt Tarihi : 23.10.2006 01:50:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Huzur, bir odun sobasının yoğun sıcağında
Bir aşığın yakın ilgisi gibi
Onun yanı boğar
Buz keser diğer bütün odalar
Huzur sobadan değil, sıcağından
Soğuk dağlardan değil, odalardan
sadece burda nedense bir kopukluk yaşadım. Belki de benden kaynaklı bilmiyorum ama takıldı kafam bir daha okuyacağım
TÜM YORUMLAR (2)