Ne zaman gülmeye kalksa kader,
Birileri taş duvarlar örüyor, yüreğimin en taze yerine
Ne zaman coşkun sellere karışsam,
Barajlar kuruluyor, sudan sebeplerden
Filozofu kesiliyor en cahili, aşk meclisinin
Aristo oluveriyor birden
Dillerine pelesenk –ah ben eskiden
Hele de birkaç kadeh parlatınca,
Bütün kadınlar hep onları sevmiş
Ve terk edilmemişler hiç!
Ne de güzel sallıyorlar bilseniz
İşkembelerinden.
Hiç biri boğulmamış,
Tuza bulanmamış gözleri,
Çakal suratlı, leş kokulu hatıraları yokmuş,
Kırılmamış hiç birinin sabır tespihi,
Bilmiyorlarmış,
Sevgiyle ihanetin kol kola gezdiğini
Görmemişler…
Sırtlarına değmemiş bir hançerin,
En sulu, en zehirli yeri!
Tanımasam, şu insan denen mereti,
Düşünürdüm bir an
Ve bilmesem aşk için yakılıp, yıkılan şehirleri
İnanırdım, kabullenirdim tekliğimi…
Kayıt Tarihi : 3.3.2011 17:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!