Gerçekdışı Düşlerde, Kıçıkırık Umutlar

Acaba taşı düşmüş bir çakmak kadar işlevsiz olabilir miyim
Bunu bu ana kadar hiç düşünmedim açıkçası
Ya da düşündüm de unuttum mu orası meçhul
Alkollü günlerde çektiğim baş ağrılarını
Alkolsüz günlere paylaştırmasam
Bir günüm belki sancılı olurdu ama
Sonrasında güzel uyurdum

Peygamberlerle dolu bir sofrada otursaydım şimdi
Sağımda Musa
Solumda Süleyman
üç dört kadeh şarap devirirdik laf arası
Ben cennete gidemeyeceğimden bahsederdim
Onlar cennete gitmek için gerekenlerden
Ben yine gerekeni yapmazdım zaten
Dinlerdim sadece
Yerdik içerdik belki Muhammed yine şaka yapardı
Ey resûlullah derdim alem adamsın
Allah ile aram limoni derdim ona bir konuşsan

Ölüm yaklaştıkça daha bir rahatlardım, güzelleşirdim
Gece kan ter içinde uyanırdım
Bir bardak su içerdim
Gerçekdışı düşler görüp hafif kasvetli bir sabahta
Kendine bile yaramayan bir umuda tutunurdum
Ölümü beklerdim

Ha işte şu taşı düşmüş çakmak gibi olsaydım
Belki günde 5 vakit biriyle konuşurdum
Ondan yardım isterdim bir posta dertleşirdim
Şimdi kalem kağıda döküyorum bazı şeyleri
Veya bazı olmayan mühimce işleri

Ne denli kör olsam da ışığı açmıyorum ben
Karanlıkta oturuyorum ölüme alışmak için
Yaşamayı unuttuğum da oluyor ya
Sigarayla başlanan sabahlar dışında sağlıklı sayılırım
Karnım tok yani
Vicdanım da