Gerçek Sevgi Şiiri - Fikret Gürsoy

Fikret Gürsoy
BİR TEBESSÜMÜ BİRBİRİMİZE ÇOK GÖRMEYELİM
402

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Gerçek Sevgi

Gerçek sevgi, lafla seni seviyorum demek değil
Büyük aşk yaşıyorsan eğer, bunun önünde eğil
Eğer sevmiyorsan, karanlık etme önümden çekil
Seni seviyorum diyerek, yapma bana sakın şekil

Kalpleri birleştiren, olsa dahi bir demet çiçek
Sen gönüllere her daim, saygı ve sevgiyi ek
Sevmeyenin arkasından, çokça derin bir ah çek
Büyük aşkın iksiri, kalbinin sevgisidir, içecek

Sana ve bana, gönül güzelliği ile bir eş gerek
Onun yanına yaklaş, çok seviyorum nidası çekerek
Aşk tohumunu, kalbimin içine yavaş yavaş ekerek
Yanıma gel, seni çok ama çok seviyorum diyerek

Yamaçta ki bir demet çiçeği almak, sevmek değildir
Gerçek aşk, sevdiğinin önünde, her daim eğilendir
Âşık olmanın kanıtı, bütün zorlukların çekilmesidir
Susamlı ekmeğinin ve bir şişe sütün getirilmesidir.

11.01.2012
Fikret GÜRSOY
ARAŞTIRMACI-YAZAR-ŞAİR-RADYO VE TV PROGRAMCISI
İSTANBULDA BULUNAN BÜTÜN ADLİYELERDE UZMAN BİLİRKİŞİ

Fikret Gürsoy
Kayıt Tarihi : 11.1.2012 20:26:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


BİR BOŞANMA HİKÂYESİ... Kocam bir mühendisti. Onunla sakin tabiatını sevdiğim için evlenmiştim. Bu sakin... Adamın göğsüne başımı koymak içimi nasıl da ısıtırdı… Gel gör ki iki yıl nişanlılık ve beş yıl evlilikten sonra bu sakinlik beni yormaya başlamıştı. Eşimin -bir zamanlar ç...ok sevdiğim- bu özelliği artık beni huzursuz ediyordu. İş ilişkiye gelince oldukça... İçli, hatta aşırı hassas bir kadınım. Romantik anlara, küçük bir çocuğun şekere düşkünlüğü gibi can atıyorum. Oysa kocamın sakinliği, başka bir deyişle vurdumduymazlığı, evliliğimize romantizm katmaması beni aşktan almış, uzaklaştırmıştı. Sonunda kararımı ona da açıkladım: boşanmak istiyordum. Şaşkınlıktan gözleri açılarak 'niye? ' diye sordu. 'Gerçekten belli bir sebebi yok' dedim, 'sadece yoruldum.' Bütün gece ağzını bıçak açmadı. Düşünüyordu. Bu hâli ise hayal kırıklığımı daha da artırmaktan başka bir işe yaramıyordu: işte, sıkıntısını dışarı vurmaktan bile aciz bir adamla evliydim. Ondan ne bekleyebilirdim ki! Sonunda sordu: 'seni caydırmak için ne yapabilirim? ' Demek ki söyledikleri doğruydu: insanların mizacı asla değiştirilemiyordu. Son inanç kırıntılarım da kaybolmuştu. 'İşte mesele tam da bu' dedim. 'Sorunun cevabını kendin bulup kalbimi ikna edebilirsen kararımdan vazgeçebilirim. ' 'Diyelim dağın tepesinde bir uçurum kenarında bir çiçek var. O çiçeği benim için koparmak, düşüp vücudunun bütün kemiklerinin kırılmasına, hatta ölümüne mâl'olacak. Bunu benim için yapar mısın? ' Yüzümü dikkatle inceledi ve 'Sana bunun cevabını yarın vereceğim' dedi. Bu cevapla son ümidim de yok olmuştu. Ertesi sabah uyandığımda evde yoktu. Boş bir süt şişesini mutfak masasının üzerine koymuş, altına da bir not bırakmıştı. 'Sevgilim' diye başlıyordu, 'O çiçeği senin için koparmazdım' Kalbim yine kırılmıştı. Okumaya devam ettim. 'Çünkü her zaman yaptığın gibi bilgisayarın altını üstüne getirip çökerttikten sonra monitörün önünde ağladığında, onu tekrar düzeltebilmem için ellerime ihtiyacım var.' 'Anahtarları her zaman evde unuttuğunu bildiğimden, senden önce eve varabilmem üzere koşmam gerektiğinden bacaklarıma ihtiyacım var.' 'Arabayı kullanmayı çok sevdiğin halde şehirde hep yolu kaybettiğinden, yolu gösterebilmem için gözlerime ihtiyacım var.' '(Sadık arkadaşın) ın her ayki ziyaretinde sebep olduğu, karnındaki krampları rahatlatabilmem için avuçlarıma ihtiyacım var.' 'Evde oturmayı sevdiğinden, içe kapanıklığını dağıtmak, can sıkıntını hafifletmek üzere sana şakalar yapabilmem, hikâyeler anlata bilmem için ağzıma ihtiyacım var.' 'Sabahtan akşama kadar bilgisayara bakmaktan gözlerinin bozulması kaçınılmaz olduğundan, yaşlandığımızda tırnaklarını kesebilmem, saçlarında -görülmesini istemediğin- beyaz telleri ayıklayabilmem, merdivenlerden aşağı inerken elini tutabilmem, çiçeklerin renginin - gençliğinde senin yüzünün rengi gibi olduğunu söyleyebilmem için gözlerime ihtiyacım var.' 'Ama seni benden daha fazla seven biri varsa, evet o uçuruma gidip, o çiçeği senin için koparırım bir tanem.' Baktım, mektuptaki yazının mürekkepleri yer yer dağılıyordu. Gözyaşlarım mektuba düşüyordu. 'Mektubu okuduysan ve kalbin ikna olduysa lütfen kapıyı aç canım. Çok sevdiğin susamlı ekmek ve taze sütle kapıda bekliyorum.' Koşarak kapıyı açtım. Endişeli bir yüzle ve ellerinde sıkıca tuttuğu susamlı ekmek ve sütle kapının önündeydi. Artık çok iyi biliyordum: beni ondan daha çok kimse sevemezdi. O çiçeği uçurumun kenarında bırakmaya karar verdim. Bu gerçek aşktı. İlk yıllardaki heyecanlar içinde görmeye alıştığımız aşkın, seneler sonra o heyecanlar kaybolup gittiğinde, huzur ve durgunluk içinde de hep var olmaya devam ettiğini göremeyebiliyoruz. Oysa aşk hep vardır. Belki artık heyecansız, belki artık romantik değil... Belki sıkıcı, tekdüze, hatta belki yüzsüz... Ama hep oralarda bir yerdedir. Çiçekler ve romantik dakikalar ilişkinin başlaması için elbette gereklidir. Bir zaman sonra bunlar gitse de gerçek aşkın sütunu ebedi kalır...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Yaşar Aydın
    Yaşar Aydın

    ne güzel siirdi bu böyle..yüreginize saglik...tebrikler

    Cevap Yaz
  • Naime Özeren
    Naime Özeren

    GERÇEK SEVGİ SÖZDE DEĞİL, ÖZDEDİR ÜSTAT. KUTLARIM...

    Cevap Yaz
  • Sevgi Özkan
    Sevgi Özkan

    Şiirin güzelliği tarif edilir gibi değil üstad,alttaki hikayeyse başka güzel,etkileyici,herzamanki gibi içi dolu dolu bir şiir,yüreğinize sağlık,saygıyla...

    Cevap Yaz
  • Sevim Aslanalp
    Sevim Aslanalp

    sevgi hayatımızda vazgeçilmeyenlerden.....tebrikler.....teşekkürler....

    Cevap Yaz
  • Nazlı Nalçacı
    Nazlı Nalçacı

    Doğru söylüyorsunuz.Güzel di. Gençlik çabuk geçiyor, iler ki hayatta sakin ve huzur içinde olmak en uygunu.
    Kutlarım tam puanımla.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (20)

Fikret Gürsoy