Gün batımlarında başka yöne göç edemeyen ürkek kuşlar gibiyiz,
Eski eski rotalar, hep takip ettiğimiz
Resimler hala siyah beyaz, hala tozlu
Çaresiz günler, yorgun yıllar, yıpranmış zaman geride bıraktığımız
Ezilmiş bir yarın kuyusunda sallandırdık umudu çoğumuz,
Korkmak...! nedensiz, niçinsiz.... kırılmak..! kime, niye...
Deniz dibinde vurgun yemiş güneş,
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Şiir görsel, işitsel, dokunsal imgeleriyle okuyanın ruh dünyasına sızıyor. Zaman, A.Hamdi'de olduğu gibi içiçe döngü ve gidiş gelişlerle örülmüş. Affetme konusu, spritüel arınma çağrışımlarını, her affedemeyişin yaşamda taşınan bir yük oluşu ve sınırlandırıcılığı güzel bir finalle anlatılmış...
Terk et artık demir attığın yalnızlar rıhtımını,
Affetmek zamanıdır kendini......evet, kendini........ hadi tam sırası.
Kutlarım içten dizeleri...
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta