Aşağıda anlatılan öykü aylarca önceden başlayıp icra edilene kadar geçen bir zaman diliminin öyküsüdür. Bu öykü, birçok zorluğa göğüs gererek görevlerini özveriyle yerine getiren sivil savunmacılara ithaf edilmiştir.
Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, 19 Ekim 2006 Perşembe, saat 13.30. Genel Müdürlüğün ikinci katında bulunan toplantı odasının kapısı açıldı, görevlilerce salon havalandırıldı, not alınabilmesi için masa üzerine kağıt ve kalem konuldu. Bilgisayar ve yansı makinesi son defa kontrol edilerek çalışır hale getirildi. Toplantı odası Genel Müdürlüğün hizmet binasıyla yaşıttı. Salona ön yüzü kahverengi deriyle kaplı, özel yapılmış ahşap bir kapıdan giriliyordu. Dikdörtgen biçimli salona adımınızı attığınızda ilk göze çarpan sağınızdaki duvara asılı Tepegöz ve Video Projeksiyon Cihazı Yansı Perdesi ile bu perdenin her iki yanında yer alan Türkiye Jeoloji ve Afet Bölgesinin Jeoloji Haritası oluyordu. Salon kapısının hemen karşısındaki köşeden başlayan pimapen pencere, salonun güneydoğu cephesi boyunca uzanırken, altta tül, üstte ise kalın ve koyu renkli kadife perde ile kapatılıyordu. Yansı perdesinin pencere tarafındaki köşede de konuşmacıların kullandığı ahşap bir kürsü göze çarpıyordu. Toplantı salonunun uzun olan her iki cephesinde duvarla birleşmiş şekilde sabitlenmiş ahşap koltuklar diziliydi. Oturma düzenine göre toplantı yetkilisinin önünden ekrandaki perdeye doğru uzanan, ilk bölümü dikdörtgen şekilde yerleştirilmiş, sonraki bölümleri ise her biri kare biçimli ikişer bölümden dört bölümün birbirine eklendiği ve ön sıradaki iki ucun birleşerek bir ok gibi ekranı işaret ettiği açık kahve renkli ahşap masa ise etrafındaki koltuklarıyla birlikte, salonun merkezinden çevreye doğru geniş bir alana yayılıyordu. Salonun zemini ise aynı renkte laminat parke ile döşeliydi ve salonun kuzey cephesindeki duvarda Türkiye Mülki İdare Bölümleri, Türkiye Diri Fay ile Siren Sistemlerini gösteren haritalar bulunuyordu. Yansı perdesinin tam karşısında toplantı başkanının koltuğu ile koltuğun üst tarafında orta boy bir Atatürk resmi vardı. Toplantıya başkanlık edecek yetkilinin hemen yanı başına konulmuş küçük bir masa üzerindeki iki telefon acil görüşmeleri sağlıyordu. Salonun tavanında çok sayıda kristal taşları olan iki adet büyük boy avize sallanırken, perdeler kapatılıp ışıklar yandığında salona loş ışıklarla ağırlaşmış bir ciddiyet hakim oluyor, Genel Müdürlüğün bütün toplantıları da aynı ciddiyet içerisinde bu salonda yapılıyordu. Aynı gün saat 14.00’te başlayacak olan toplantının konusu da İstanbul’da yapılması planlanan ve üç gün sürecek olan Arama ve Kurtarma Tatbikatının hazırlıklarıydı.
Toplantıya Sivil Savunma Genel Müdürü, Genel Müdür Yardımcıları, Daire Başkanları, Şube Müdürleri ile ilgili Şubelerin Sivil Savunma Uzmanları katıldı. Toplantı salonuna en son Genel Müdür girdiğinde salonda bulunan herkes, makama gösterdikleri saygının bir ifadesi olarak, ayağa kalktılar, Genel Müdür yerine geçip buyurun arkadaşlar diyene kadar da öylece kaldılar. Genel Müdür toplantının başkanlık koltuğuna oturdu, “Arkadaşlar, hoş geldiniz” dedi. Toplantının önemine kısaca değindikten sonra tatbikatı gerçekleştirecek olan İstanbul Sivil Savunma İl Müdür Vekili İbrahim TARI’ya söz verdi. Bu öyküde “Ak Saçlı Kurt” olarak ifade edilecek olan İbrahim TARI; kahverengi gözleri, kemersiz burnu, alnı önden yukarıya doğru başın orta kısmına kadar açık, üst kısımdaki saçlarında daha az olmakla birlikte, yanlarda aklık, aynı zamanda bıyığında biraz daha fazla beyazlık vardı. Stresli ortamda çalışmanın sonucu olduğunu düşündüren ve birbirine paralel olarak uzanan dört çizgi alın boyunca ebem kuşağı gibi dolaşıyordu. 1.75 cm boyuyla, dengeli kilosuyla atletik yapılı bir fiziğe sahipti. 1958 yılında İstanbul’da doğmuştu. İlk ve orta öğretimini Aydın’da tamamladıktan sonra 1980 yılında Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İdari Şubesinden mezun oldu. 1983 yılında Yalova Sivil Savunma Memuru olarak memuriyet hayatına başladı. Katıldığı Sivil Savunma Temel Eğitim Kursunu birincilikle bitirdi. KBRN ve İlk Yardım Öğretmenliği kurslarına katıldı. 1985 yılından itibaren İstanbul İl Sivil Savunma Müdürlüğünde Şef, Müdür Yardımcısı, İlçe Sivil Savunma Müdürü, Merkez İlçe Sivil Savunma Müdürü olarak görev yaptı. Evli ve iki çocuğu bulunan, 2002 yılından bu yana da İstanbul İl Sivil Savunma Müdürlüğü görevini vekaleten yürüten Ak Saçlı Kurt’un heyecanı davranışlarından, sesinin tonundan belli oluyordu. Tatbikat emrinin Mart ayında İl Müdürlüğüne ulaşmasıyla bütün mesaisini tatbikatın planlanmasına, kurumlarla koordinasyonuna ve nihayet tatbikatın noksansız bir şekilde icra edilmesine sarf etmiş, dikkatini bütünüyle bu tatbikatın işlerine yöneltmişti. Neredeyse tatbikatın hazırlıkları bile uykusunda kendisiyle beraberdi, onunla yatıp onunla kalkar olmuştu. Bu nedenle heyecanı mazur görülebilirdi. Yapılan hazırlıkları anlatma fırsatını kendisine tanıdıkları için Genel Müdüre teşekkür ettikten sonra, bugüne kadar katıldığı toplantılarda edindiği rahatlığa bürünerek, tatbikatın hazırlıklarını ekrandaki yansıyla birlikte anlatmaya başladı. Tatbikatın amacının “Görevli birimlerin afetlere müdahale işlemlerinin nasıl yapılacağının denenmesi, sivil-asker işbirliğinin geliştirilmesi, il arama ve kurtarma planının uygulanması, olası afette görev alacak kamu ve özel kurum ve kuruluşlar, sivil toplum örgütleri (STK) ile tatbikata il dışından katılan Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik ve Ekiplerinin çalışacakları bölgeleri tanımalarının oluşturduğunu” söyledi. Genel Müdürün zaman zaman araya girerek konuyla ilgili sorularına cevaplar verdi. Tatbikatın hedeflerini de; “Kriz Merkezleri ile görev bölgeleri arasında koordinasyon ve işbirliği, bilgi desteği, kamuoyunun bilgilendirilmesi, afetlere müdahalede görevli personelin eğitilmesi, sivil-asker işbirliği ile afete ilişkin hazırlanmış planların, kriz yönetimi esasları ve uygulamalarının, mesajlaşma usul ve esaslarının, haberleşme sisteminin etkinliğinin, NBC ile ilgili ilin imkan ve kabiliyetlerinin, İstanbul Boğazı veya Marmara Denizi kıyılarında meydana gelebilecek deniz kazalarına müdahale imkan ve kabiliyetlerinin, il dışından katılan Sivil Savunma Birimlerinin görev yerlerine intikali ve afet şartlarında görev yapılması ile okullarda deprem tatbikatının denenmesi” şeklinde açıkladı. “Afet 2006 Arama ve Kurtarma Tatbikatının afet koşullarında gerçekleştirilecek bir krize karşı yapılacak müdahaleler ve alınacak tedbirler üzerine bina edildiğini, tatbikatın üç gün süreli sanal ve gerçek zamanlı oynanacağını, 24 saat süreli çalışma planı uygulanacağını, kriz merkezlerinin mevzuatında belirtilen hükümlere uygun olarak çalıştırılacağını, kriz merkezleriyle kriz irtibat büroları arasında mesajlaşma olacağını, tatbikat için görevlendirilen personelin değiştirilmeyeceğini, ilk ve orta öğretim kurumlarının hazırlıklarının deneneceğini” ifade etti. Tatbikata İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Sakarya Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlikleri, İstanbul, Kocaeli, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne İlleri Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Ekipleri ile İstanbul ili Acil Kurtarma ve Yardım Ekipleri, İstanbul Garnizon Komutanlığı, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ile ildeki kamu ve özel kurum ve kuruluşların arama ve kurtarma ekipleriyle sivil toplum örgütleri bünyesinde bulunan arama ve kurtarma ekiplerinin katılacağını; tatbikatın İl Kriz Merkezi Başkanı ve İl Afet Acil Yardım Planında görevli hizmet grupları tarafından yürütüleceğini dile getirdi. Tatbikat koordinatörlerinin İstanbul Valiliği adına İl Sivil Savunma Müdürü ve İstanbul Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürü olduğunu açıkladı. Sununun tatbikatın icrası bölümüne gelindiğinde A. Bumin Başkanın sesi duyuldu: “Sayın Genel Müdürüm, müsaade ederseniz tatbikatın düzenlenmesiyle ilgili konuşmak istiyorum. Şu ana kadar anlatıldığı şekliyle İstanbul’da yapılacak olan tatbikat, Genel Müdürlüğümüzce planlanan “Arama ve Kurtarma Tatbikatı” boyutunu aşmış ve bir genel afet tatbikatına dönüşmüştür. Bunun yanında tatbikatın sevk ve idaresinde de Sivil Savunma Teşkilatı anahtar konumda bulunuyor. Bilindiği üzere, afet mevzuatında Sivil Savunma Teşkilatının afet tatbikatıyla ilgili koordinatörlük gibi düzenleyici bir görevi bulunmamaktadır. Ancak bu görev, söz konusu hizmeti yıllardır başarıyla ifa ettiğimiz için illerde valilerce Sivil Savunma Teşkilatına verilmektedir. Bu konuda ilgili mevzuatın da fiili durumla uyumlu hale getirilmesinin Teşkilatımız için yararlı olacağını düşünüyorum.” Genel Müdür Atilla ÖZDEMİR, Daire Başkanı Ahmet Bumin ŞENGÜN’ün haklı bir konuya değindiğini belirttikten sonra “Teşkilatımız bugün gerek afet gerekse arama ve kurtarma tatbikatlarını planlama, koordinasyon ve uygulama safhalarını başarıyla icra eder konuma gelmişse bu durumdan Teşkilatım adına gurur duyuyorum” dedi.
Toplantıda geçmiş tatbikatlarla ilgili anılar da konuşuldu. Bu anılardan en ilginç olanını ise Ak Saçlı Kurt şöyle dile getirdi: “Geçmiş bir tarihte Edirne’de Sivil Savunma Tatbikatı yapıyoruz. Tatbikatın icrasında yangın çıkarmamız gerekiyordu. Bu iş için olay mahalline önceden benzin dökmüştük. Ancak tatbikatın açılış konuşmaları uzayıp tatbikatın başlaması gecikince, tatbikat başladığında tatbikat senaryosu gereğince çıkan yangını söndürmek için harekete geçen itfaiye yangın mahalline gelmiş ama hala yangın çıkarılamamıştı, bir türlü yanma olayı gerçekleşmemişti. Tatbikatı izleyenler de durumun farkına varmışlardı. Sonunda yangın çıkarılmış, İtfaiye tarafından da söndürülmüştü. Bu beceriksizliğe Vali Bey çok kızmış, acımasızca eleştirmişti. Tatbikat bittiğinde Daire Başkanımız Sabahattin ÖZÇELİK Beyin tatbikatı değerlendirmek üzere yaptığı konuşmasını hiç unutmuyorum, Başkanım şöyle demişti: ‘Biz Sivil Savunmacılar yakmayı bilmeyiz ama söndürmeyi ve afetlerde can ve mal kurtarmayı çok iyi biliriz.’ Bu ifade bizleri rahatsız eden yetersizlik ve beceriksizlik duygularını da alıp götürmüştü.” Anıyı dinleyen bütün Sivil Savunmacılar aynı duyguları bir kez daha hissettiler. Genel Müdür de böyle bir teşkilata sahip olmanın kıvancıyla sunuya kaldığı yerden devam edilmesini istedi. Ak Saçlı Kurt yeniden sözlerine başladı ve tatbikatın 7-8-9 Kasım tarihlerinde üç gün süreli ve gerçek zamanlı oynanacağını; Bağcılar, Bayrampaşa, Kartal, Eminönü ve Maltepe ilçelerinde 12 alanda aynı anda arama ve kurtarma, yangına müdahale, gaz-su-elektrik-telefon arızalarına müdahale, NBC ve ilk yardım şeklinde faaliyet icra edileceğini; Bağcılar, Bayrampaşa ve Kartal ilçelerinde çadır kentler kurulacağını; ildeki bütün ilk ve orta öğretim okullarında kamu ve özel kurumlarda 7 Kasım saat 11.00’de deprem tahliye tatbikatı yapılacağını; tatbikatta 5644 personelin ve 1469 aracın görev yapacağını; tatbikatta 257 kamu ve özel kuruluş ile 21 gönüllü kuruluşun görevli olacağını söyledi. Kendilerine güvenlerinin tam olduğunu ve tatbikatı başarıyla icra edeceklerine inandıklarını belirtti. Konuşmasının sonunda da başta Genel Müdür olmak üzere bütün görevlilere teşekkür etti.
Genel Müdür Atilla ÖZDEMİR de, “İl Müdür Vekili arkadaşımız çok güzel hazırlanmış, şu ana kadar yaptıkları çalışmaları yeterli buluyorum. Geniş katılımlı, detaylı bir plan yapmışlar, konuyu sahiplenme duygusunu gördüğüm için de çok mutlu oldum. Tatbikatı başarıyla icra edeceklerine hiç şüphem yok. Allah yardımcıları olsun. Tatbikatta görev alacak bütün arkadaşlarıma başarılar diliyorum” diyerek toplantıyı sona erdirdi.
Ak Saçlı Kurt’un Genel Müdürlüğe sunu yapmasının üzerinden günler geçmiş, tatbikata üç gün kalmıştı. İstanbul’a mevsimin ilk karı yağmış, havalar iyice soğumuştu. Tatbikatın yapılacağı günler için meteorolojik verilere göre yağış olmayacağı tahmin ediliyorsa da bu tahmini değerlerden sapma olasılığı da mümkündü. Bu nedenle, tatbikatın icrasında hava şartlarını da hesaba katmak gerekiyordu. Bütün gün tatbikatın icrasıyla ilgili sorunlarla uğraşıyor, geç saatlere kadar çalışıyordu. Kendisiyle birlikte yardımcısından memuruna, memurundan teknisyenine kadar bütün personel o günkü veya planlanan işler bitinceye kadar mesaiye kalıyorlar, yaklaşık iki aydır hafta sonları da mesaiye geliyorlardı. Tatbikatın hemen öncesinde Kadıköy İlçe Sivil Savunma Müdürlüğü personeli olup İl Sivil Savunma Müdürlüğünde geçici görevlendirilen Aslı ÖZGÜR’ün amcası vefat etmişti. Amirlerince “Kızım sen git, sana izin veriyoruz, bu şartlarda çalışamazsın” denmesine rağmen bu arkadaşımız, arkadaşlarının çok zor şartlarda ve daha çok özveriyle yürüttükleri çalışmalarında onları yalnız bırakmamak için yüreğine taş basarak üzüntüsünü içine atmayı tercih etmişti. Tatbikat bitinceye kadar da arkadaşlarıyla birlikte gece saat üçe doğru işten ayrılıyordu. Belki de arkadaşlarıyla beraber olmaktan duyduğu mutluluk, içine attığı acıya baskın geliyordu. Bu sadece Genel Müdürlük Yayın Müdürünün de gözlediği küçük bir örnekti. Bu çalışma temposu, tatbikat bitse bile işlerin çokluğu, personelin sayıca azlığı nedeniyle devam edeceğe benziyordu. İstanbul halkının afetlere duyarlılığı İstanbul Sivil Savunma Teşkilatının yükümlülüklerini de artırıyordu. Bir kere yükselen hizmet çıtasının eski sakin haline dönmesi artık mümkün görünmüyordu. Hizmetlerin aksamaması için mevcut personel, fazla çalışma dahil kişisel gayretlerini esirgemiyorlardı. Üstelik fazla çalıştıkları için herhangi bir mesai ücreti de almıyorlardı. Belki de bu yüzden, fedakarca yürütülen hizmetler, erken yaşlarda Ak Saçlı Kurt’un saçlarına karlar yağdırıyordu.
Tatbikatın planlanması aylarca önceden başlamıştı. Bu tatbikat Genel Müdürlükçe planlanan ve her yıl 10-12 ilde icra edilen arama ve kurtarma tatbikatından daha farklı olmalıydı. İstanbul ilinin ihtiyaçları bunu gerektiriyordu. İlde olası bir deprem beklentisinin yarattığı toplumdaki duyarlılığı dikkate almayan bir tatbikatın büyük eleştiri alacağı düşüncesinden hareket eden kapsamlı bir afet tatbikatı olmalıydı. Tatbikatın senaryosu İl Müdürlüğünde görevli Sivil Savunma Uzmanı Yılmaz ÖRNEK tarafından hazırlanmıştı. Yılmaz ÖRNEK Ak Saçlı Kurt’un yardımcısıydı. Eline aldığı işi bitirinceye kadar mesai kavramı dışında çalışan, işinin ehli, gayretli çalışmasıyla bütün heyecanını işine katıp onunla bütünleşen, iş disiplinine önem veren ve özen gösteren örnek bir uzmandı. 1968 yılında Yozgat ili Aydıncık ilçesinde doğdu. İlk, orta, lise ve üniversite tahsilini Ankara’da yaptı. 1988 yılında Kastamonu ili Tosya ilçesinde Sivil Savunma Memuru olarak göreve başladı. 1997-2002 yılları arasında İstanbul Sivil Savunma Birlik Komutanlığı görevini yürüttü. Adana depremi, Batı Karadeniz sel baskını, Marmara ve Düzce depremi, İstanbul ilindeki sel baskınları, KBRN kazaları ve göçüklerde görev yaptı. Yurtiçi ve yurtdışında 26 kursa katıldı. 2004 yılında Sivil Toplum örgütlerince yılın bürokratı ödülüne layık görüldü. 2 defa maaş ödülü, 6 takdir belgesi ve 20 teşekkür plaketi ile taltif edildi. İstanbul Valiliği AFİS, Mercy Corps ve İSMEP Projelerinde aktif olarak görev yaptı. Evli ve 2 çocuk babasıydı. Sivil Savunma ve afetlere yönelik çocuk oyunları ve broşürler hazırladı, mesleki konularda makaleler yazdı.
Tatbikat ilk defa hem sanal ortamda mesajlaşma şeklinde hem de birden çok bölgede eş zamanlı olarak icra edilecek şekilde planlanmıştı. Tatbikata 6 bine yakın görevlinin yanı sıra 3 milyon civarında öğretmen ve öğrenci de katılacaktı. Tatbikatın belki de en önemli faydası gerek kamu ve özel kuruluşlar ile gönüllülerin imkan ve kabiliyetlerinin denenmesi, gerekse başta öğrenciler olmak üzere toplumdaki afete hazırlık bilincinin canlı tutulmasıydı. Yılmaz ÖRNEK, tatbikatlarla ilgili olarak bugüne kadar edindiği tecrübelerinin ışığında “Sivil Savunma, tatbikatın senaryosunu hazırlar, diğer aktörler icra eder” diyordu. Senaryo hazırlamak, özellikle de tatbikat senaryosu hazırlamak ve bunu sahada icra etmek kolay değildi. Bu işin bütçesinden ziyade insan ilişkileri çok önemliydi. Öncelikle hazırlanan senaryoya katılımcıları inandırmak, günlerce haftalarca bazen de aylarca tatbikatın senaryosuyla, senaryodaki rol dağılımıyla uğraşmak gerekiyordu. Bir film yönetmeni nasıl ki; kim nerede duracak, ne yapacak, nasıl hareket edecek, saat kaçta gelecek, tüm bunları bir bütün halde düşünüyorsa tatbikat senaryosunu hazırlayan Sivil Savunmacı da bir yönetmen gibi düşünmek durumundaydı.
Tatbikat senaryosuna göre, tarih 7 Kasımı gösterdiğinde saat 11.00’de İstanbul’da şiddetli bir sarsıntı meydana geldi. Elektrik ve sular kesildi, yoğunluk nedeniyle telefon hatları ve cep telefonları kilitlendi. Saat 11.05’de İstanbul Valisi İl Kriz Merkezine geldi. İl Kriz Merkezi saat 11.10 itibarıyla Valinin başkanlığında intikal eden ilk üyelerin değerlendirmeleriyle çalışmaya başladı. Vali tarafından Kandilli Rasathanesi Müdürü, Garnizon Komutanı, İçişleri Bakanı ve Başbakan ile görüşülüp bilgi verildi, Garnizon Komutanlığından destek istendi, Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezinden mesajla yardım talebinde bulunuldu. Sivil Savunma Genel Müdürlüğünden Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlikleri gönderilmesi talep edildi. Kandilli Rasathanesinden depremin merkez üssünün Adalar İlçesinin 2 km. güneyi ve şiddetinin de 7,2 olduğu bildirildi. 15 üyeli İl Kurtarma ve Yardım Komitesi ve Afet Acil Yardım Hizmet Grup Başkanları ile 38 ayrı kurumdan gelen personelden Kriz Değerlendirme ve Takip Kurulu oluşturuldu. İl Kriz Merkezi 24 saat süreli çalışma düzenine geçti. Kandilli Rasathanesinden dijital ortamda alınan verilere göre Adalar, Avcılar, Bakırköy, Kartal, Küçükçekmece, Pendik, Tuzla, Büyükçekmece, Bağcılar, Bayrampaşa, Bahçelievler, GOP ve Üsküdar ilçelerinde hasarın yoğunlaştığı değerlendirildi. Hava keşif raporuna göre bazı yollarda yer yer çökmelerin gözlendiği, ulaşımın kontrollü de olsa yapılabildiği, Bakırköy, Avcılar, Büyükçekmece, Kartal ve Marmara sahili ve Haliç yamaçlarında kıyı şeridi boyunca heyelanların meydana geldiği anlaşıldı. Sanayi tesisleriyle hizmet sektörünün yoğunluk kazandığı ve işgücünün fazla olduğu bölgelerde yangınlar çıktığı, Atatürk Havalimanının mevcut iki pistinden birinin hasar gördüğü, şehrin pek çok bölgelerinde su baskınlarının görüldüğü, çok sayıda bina ve köprünün çeşitli derecelerde hasar gördüğü, trafiğin özellikle Liman, Gar ve Havaalanları bölgesinde tıkandığı gözlendi. Mevcut kamu ve özel kurumlar, askeri birlikler ve TRAC telsiz sistemleri devreye sokularak İlçe Kriz Merkezleriyle irtibat sağlandı. İlçe kriz Merkezlerinden İl Kriz Merkezine ulaşan ilk bilgilere göre çok sayıda ölü ve yaralı olduğunun tahmin edildiği bildirildi. İlçe Kriz merkezlerinden yardım talepleri de gelmeye başladı. İl Kriz Merkezi saat 12.00 itibarıyla 2/3 mevcuda ulaştı. İl Kriz Merkezince hasarın yoğunluk kazandığı ilçelere İl Acil Kurtarma ve Yardım Ekipleri sevk edildi. Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezinden de arama kurtarma, sağlık, barınma, iaşe hizmetleri ve altyapı onarım hizmetleriyle ilgili yardım talebinde bulunuldu. Başbakanlık Kriz Yönetim Merkezi’nin talebi üzerine Sivil Savunma Genel Müdürlüğünce Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlikleri görevlendirildi. İl Kriz Merkezine ulaşan yardımların İlçe Kriz Merkezlerinden gelen raporlar doğrultusunda ihtiyaçlara göre dağıtımı yapıldı. İlçe Kriz Merkezlerince toplanma bölgesine intikal eden yardımlar hasar bölgelerine sevk edildi. Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik Müdürünün koordinesinde Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlik ve Ekipleri, Kızılay, Sivil Toplum Örgütleri ile yurt dışından gelen ekipler de arama kurtarma ve sosyal yardım faaliyetlerine başladı.
Sarayburnu Feribot İskelesinde yan yatmış bir gemide çıkan yangın söndürüldü, gemiden denize düşen kişiler balık adamlar tarafından su altından kurtarıldı. Denize sızan akaryakıt kontrol altına alındı, yaralılar sahil sıhhiye nakliye aracıyla sağlık kuruluşlarına nakledildi. Depremin ikinci günü yaşanan artçı bir sarsıntıda çok sayıda trafik kazası meydana geldi. İzmir ve Ankara Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birlikleri çöken binalarda arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Kartal İlçesinde yoldan çıkan bir araç Balıklı Göle savruldu. Sakarya Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birliği, Deniz Polisi ve Askeri Birlik Balık Adamları göle düşen araçtan 4 kişiyi kurtardı. Saat 16.40 itibarıyla meydana gelen ikinci artçı sarsıntıda pek çok bina ortadan ağıra doğru hasar gördü, bir kısmı da çöktü. Artçı sarsıntıların devam etmesi üzerine vatandaşların bilgilendirilmesine yönelik radyo ve televizyon kanallarında deprem öncesi, sırası ve sonrasıyla ilgili hazırlanan uyarı-ikaz spotları yayınlandı. Artçı şokta, Bayrampaşa ilçesinde Ege Yıldız Plastik Fabrikasında hasar meydana geldi. Çevredeki pek çok vatandaşımız kimyasal madde kaçağından etkilendi. İl Kriz Merkezince bölgeye sevk edilen İstanbul ve Bursa Sivil Savunma Arama ve Kurtarma Birliği KBRN ekipleri kirlenmiş bölgeyi işaretledi. Etkilenen kişi ve ekipmanları dekontamine etti. İl Bayındırlık ve İskan Müdürlüğünce hasar tespit işlemlerine başlandı. Kızılay tarafından da afetzedelerin barınması için çadır kentler kuruldu. Tatbikat her alanda planlandığı şekilde başarıyla icra edildi.
Tatbikatın ikinci günü gerçekleştirilen faaliyetlere İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU da katıldı. İl Kriz Merkezinde saat 14.30’da yapılan basın toplantısında; afet meydana gelmeden önce etkilerini en aza indirmeyi hedefleyen politikaların önem kazandığına dikkati çekti. “Yöneticilerin ve halkın afetler konusunda eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi için bir taraftan mülki idare amirlerimizi, valilerimizi, kaymakamlarımızı, belediye başkanlarımızı ve tüm görevlileri eğitime tabi tutuyoruz. Diğer taraftan, arama ve kurtarma faaliyetlerinde görev yapacak modern araç, gereç ve malzemeyle donatılmış, profesyonel ekiplerin oluşturulmasına büyük önem veriyoruz” dedi. Basının da büyük ilgi gösterdiği bu toplantıdan hemen sonra Bakan AKSU, Bağcılar ve Bayrampaşa’daki tatbikatları yerinde izledi.
Yazılı ve görsel basında da geniş yer verilen bu tatbikat ile afete karşı görevli birimlerin hassasiyeti test edildi. Vali başkanlığında İl Kriz Merkezinde yapılan bir toplantı ile de tatbikatın sonuçları değerlendirildi.
İstanbul tatbikatı, Sivil Savunma Genel Müdürlüğünden onun en küçük Birimine kadar bütün Sivil Savunma Teşkilatının özverili gayretlerinin bir sonucuydu. Tatbikatın hem senaryosunda hem de arama ve kurtarma birimleriyle oyun alanında oyunu yönlendirici karakteriyle Sivil Savunma vardı ve hep olacaktı.
Mustafa SamiKayıt Tarihi : 1.8.2016 16:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
*Bu yazı; 1950 yılından 2010 yılına kadar yayın hayatına kesintisiz devam etmiş olan Sivil Savunma Dergisinin Yıl:48, Sayı:186 Ekim Kasım Aralık 2006 sayısında yayınlanmıştır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!