Gerçeğe Düşen Düş'ü elinize aldığınızda mutlaka sonuna kadar okuyorsunuz,merak duygusu ağır basıyor. Bazen bu merak duygusunu sekteye uğratan açıklamalarla karşılaşıyorsunuz. Kitabın eleştirilecek en önemli noktası burası ama iyi ki fazla sürmüyor bu açıklamalar ve siz yeniden sizi sürükleyenin peşine takılıyorsunuz.
İlginç olan, kitapta karşınıza bazen bir din adamının, bazen bir filozof-bilge'nin, bazen bir öğretmenin, bazen gaipten haber veren birilerinin, bazen de her şeyi göze alıp düşlerinin peşinden giden birilerinin çıkması ama az çok polisiye özellik taşısa da hemen hemen hiç polisin çıkmaması. Bu yönüyle Ahmet Ümit'in tarzından çok farklı. Siz Gerçeğe Düşen Düş'te, gerçekle-düşün felsefik iç içeliğini ve sosyolojik ironisini belki de kitap bitince fark ediyorsunuz.
Kitap boyunca, güncel yaşamda sık sık karşılaştığımız ama üzerinde hiç de düşünmediğimiz şeyleri sohbet havası tadında fark etmeden düşünüyor, daha bunları tam sindirmeden, yani daha sohbet sürseydi derken, bir maceranın ortasında buluyorsunuz kendinizi. Zaman zaman yorulduğumu fark etmedim desem yalan olur. Çünkü fazlaca şifrelenmiş şeyler var, çok şey sanki. Bunları çözmeyi profesyonel eleştirmenlere bırakıyorum, ben bir iki ilginçliğe daha değinip bitirmek istiyorum:
Yıllanların Sırları bölümü, acayip mistik, efsanevi bir şey. Hiç duymamıştım böyle bir şey. Gerçekten var mı, Engin Bey mi uydurdu bilmiyorum; ama müthiş! Bir de sonlardaki ayna kısmı çok sürükleyici ama çok da şifreli yine. O mitolojik isimlerin elbette özel anlamları, aranan kitabın niteliği, ilginç bir mekanizmayla oluşturulmuş harita ve deney alanı vs. vs. Mesela Fizanlı Faruk El Mikta diye birinin Çehre-i Beşer ve Kuttal-ı Hakiki adlı kitabından söz ediliyor. Eminim bu da uydurma bir kitaptır ama insanı tanımak açısından ilginç şeyler var. Engin Bey, okuru resmen merak,düşünme, ilginçlik ve serüven bombardımanına tabii tutmuş. Bu iyi mi kötü mü bilmiyorum ama sıradan bir okur nasıl bir sonuç çıkarır tahmin etmek zor. Evet, bu kitabı herkes merakla okur ama herkes anlar mı bilmiyorum. Kitabın en zayıf noktası da burası bence!
Bu kadar yeter şimdilik.
KUZEY SAKARYA
Kayıt Tarihi : 17.10.2010 01:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!