Çorbaya tuz
Ekmeğe katık olunca
Hastaya ilaç, çocuklara şeker alınca
Çiçeğe su, kuşlara yem atınca
Mutluluk ağır eder başımı.
Kendi gözlerimin önünde
Eğilim kırkbeş derece
Ekmekle tutuşunca kavgaya
Güç gelir kollarıma
Hak- hukuk yolunda
Vatan, millet, bayrak uğrunda
Bir de haklı kavgalarımda
Dikelirim doksan derece
Yalandan dolandan
Baş kaldıran yılandan
Korkarım
Zamansız gelen beladan
Pis kokan heladan
Kaçarın yüzsekzen derece
Düşmanı dost bilirim önce
Kötülük almam içime
İyilikleri unutmam
Kırgınlık gütmez yüreğim
Eski düşmanım el uzatınca
Dost bildiklerimi görünce
Bir de her şeyin zamanı gelince
Dönerim kendime üçyüzaltmış derece
İhaneti çekemem
Yalan yere uçamam
Doğru bildiğim yol şaşarsa
Sevda baştan düşerse
Dost bildiklerim benden geçerse
Yüzüstü düşerim yere
Ölürüm.
Kapanırım sıfır derece
19 Kasım 2009, Devrek
Şahin KarakulunçKayıt Tarihi : 20.11.2009 15:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kaç yıl geçti, kaç pergellik zaman
Her anda bir derece gidip geldim ömrümce.
Bakış açılarımı ölçtüler,
Hım işte bu ancak bu kadardır hoca
Fazla açılmasın ha...
Sonra yıllar sonra anladım ki
Milim milim dirhem dirhem ölçmüşler
Kendilerine göre çizmişler sınırlarımı
Hep açmazlar etrafımda.
Açıldı perde, gördüm ki
Açılan kuyudan,
Açılan bunca günlükten sonra
Hala
Özgürlüğün açıları kaç olsun diye
Pazarlık üstüne pazarlık
Dünya üçyüz altmış derece beyler
Apollo uzayda.
Siz hala açılım polemikleriyle
Oyun oynamada
TÜM YORUMLAR (1)