Gençlik mi gitti elden? Seneler mi terk etti?
O sim siyah saçlarım şimdi nereye gitit?
Gözlerim seçemiyor! Gönlümü hasta etti;
Gençlik mi gitti elden? Seneler mi terk etti?
Bir zamanlar bu gönlüm aşk ve sevgi doluydu.
Çırpınıyordu içten..Sanki kuş kanadıydı.
..
Unutulmayan yorgun hayat yorgun
Geçen gençlik sen birgül ağacıydın hani güllerin solmuş
Yaprağında sararmış yorgun geçen gençlik
Senden kalan ümütler nerde geriye dönülmezmi
Özlem içinde geçti gençlik sana söylerim geriye dönüş yokmu
Tolu vurmuş gibi saçlarına aklar düşmüş selam olsun
Yorgun geçen gençlikl sevgiyle dolu dolu gönüllere olsun selam
..
Gençlik bir fidedir
Yaşlılık son durak
Meyve verir olgunluğa
Hayat; gençlik ve yaşlılığa
Birlikte gebedir
Zaman ebedir
..
Nerdesin hey gençlik nerdesin
Aldın benden alacağını nere gidersin
Bizi şimdi yolcumu edersin
Nerdesin hey gençlik nerdesin
Gençliğimi yedim gurbet ellerde
Hani sevdiğim güzeller nerede
..
Mutlaka herkese haberci gelir,
Ara sıra küçük sinyaller verir.
Arif olan anlar bilenler bilir,
Böyle uçup gider gençlik yılları.
O siyah saçlara beyazlar dolar,
Gül gibi benizler sararıp solar.
..
Bir gençlik doğuyor
Gözleri kapalı, herseyden habersiz
Bir gençlik doğuyor
Gülemiyor doyasıya kimsesiz,hep sessiz
..
Ne tez geçti hiç bir murad almadim
Boşa gitti gençlik çağı Ömrümün
Yaşar iken kıymetini bilmedim
Boşa gitti gençlik çağı Ömrümün
Umit dolu nice hayalim vardı
Sevdanın dumanı başımı sardı
..
Sanma ömür boyu kalacak sende
Birgün ellerinden uçacak gençlik
Baharda açan her gonca gül gibi
Ummadık bir anda solacak gençlik
Hiçbir şeyde bulamazsın tadını
İyi çıkar gençliğinin tadını
..
Bir tatlı gülüşün peşinde hergün
Koşup yorulduğum gençlik yılları
Bir güzel uğruna oturup hergün
Hayaller kurduğum gençlik yılları
Gece yarıları loş sokaklarda
Hiç gereği yokken boş duraklarda
..
Hedefi şaşırmış sersem misâli,
Yolunu kaybetmiş arıyor geçlik…
Doğru yola erdirecek suâli,
Yanlış adreslere soruyor gençlik…
Rahmet teknesinde yoğrulan insan,
Aslından koparak oluyor noksan.
..
Duvarlara ismini kazıdım tırnaklarımla
Ağladım her gece yalnızlılığıma
Göz yaşlarımda sen vardın akarken dudaklarıma
Sen gençlik yıllarımsın
Feda olsun sana bir değil bin ömür
Kararsada kabin misali kömür
..
YENİ DEMOKRATİK DÜZEN VE BERABER YAŞAMA AZMİ
2
Bu olay orada kalmamış, tarihi bir kin ve düşmanlığa dönüşmüş, yıllar sonra bile Sünni toplumla ayrışma nedeni olarak canlı tutulmuştur. Aynı ruh Cumhuriyet yönetimine de taşınmış, tek parti iktidarında kanlı bir baskınla aynı toplumun düşmanlık hisleri yeniden canlandırılmıştır.
Cumhuriyet tek-tipleştirişi iktidarına sağlam zemin kurmak için Şeyh Rıza gibi Şeyh Said ve etrafındakileri de katletmiş, kalanları da sürgüne uğratmıştı. Çok partili rejime geçince Dersim isyanı ve Tunç bir el ile bastırma hareketi hep hatırlanır olmuştu. Daha ileri giderek DERSİM adı TUNCELİ ile değiştirilmiş, bu tarihi travma derinleştirilmişti. Şeyh Said isyanı ise hep unutturulmuş, bu isyanın kanlı bir şekilde bastırılışı hafızalardan kazınmıştı.
..
Sırma saçlım badem gözlüm,
Baharıdır gençlik ömrün…
Sevda taçlım tatlı sözlüm,
Baharıdır gençlik ömrün…
Sen bir gülsün hem de gonca,
İyi kötü atar kanca,
..
Bir katre alevdir yârim, aşkla tutuşan gözlerin
İçimde saklarım seni, kalbimde müstesna yerin
Yüreğimdeki sevgiler, tüm okyanuslardan derin
Gençlik çağımın sevdâsı, akar gönlümden gönlüne
Sevmek doyumsuz bir arzu, aşkın olmazsa olmazı
Bulamazsın şu dünyâda, böylesi büyük bir hazı
..
Hayatımı kararttın elaleme güldürdün
Yaşayan bedenimi yokluğunla öldürdün
Sevgi dolu kalbimi ellerinle söndürdün
Bu gençlik baharında yıkık enkaza döndüm
Yaptıkların yanına kar kalacak sanma
Aşkımdan ölsen de adımı ağzına alma
..
Gene hüzün fırtınası döşümde,
Gene efkar kasırgası içimde.
Gene hazan rüzgarları esiyor,
Tepinir bir yandan gençlik içimde.
Nice Koçyiğitler düşer mezara,
Kaybolmuş niceler hey üçer beşer,
..
Ey hazan ömürle girme arama
Altın yapraklarda gözüm var benim
Ömrün hüzün rengi, deyme yarama
Gençlik rüzgârına sözüm var benim
Yitiklerin o kor cengine inat
Sevda ateş rengi, ipekten kanat
..
Bir genç tomurcuksun akgüldür bağın
Sevgi bahçesinde duygular ağın
En güzel hazlarla geçecek çağın
Gençlik ateşiyle tütsün ocağın!
Her rengiyle aşkın nakışını ör
Coşkunun selinde akışını gör
..
KAYBOLAN GENÇLİK
Bu gençlik ellerimiz arasından kayıyor. Mustafa Miyasoğlu’nun romanındaki ‘Kaybolmuş Günler’ aslında kaybolmuş gençliktir. Anne babası Müslüman ve mütedeyyin olduğu halde çocuğu kumarcı, içkici, esrar ve eroin kullanıcısı, hatta ateist olan bir gençlik kesimi oluşuyor.
Laiklik adı altında ladini bir eğitim alan bu nesil, gitgide yozlaşıyor, bozuluyor, temel değerlerini alamadan hüda-i nabit gibi yetişiyor. Bu köksüz yetişen gençlik ülkenin geleceğini tehdit diyor. Tehlike çanları çalıyor artık. Bu çanlar bizim için çalıyor. Hele hele ekonomik kalkınma ile birlikte zenginleşen toplum git gide manevi değerlerini kaybediyor. Bekaret kontrolü yaptırmak isteyen anne katlediliyor. Harçlık vermeyen baba oğlu tarafından acımasızca öldürülüyor.
O halde ne yapmalı. Bir yandan eğitim ve öğretime bir çekidüzen verirken diğer yandan sivil toplum kuruluşları belediyelerle el ele vererek genliğe eğilmeli, onu ahlak ve maneviyat dairesine alacak çalışmalar yapılmalıdır. Çare burada. Aksi halde iş işten geçmiş olacak atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş olacaktır.
Maalesef sivil toplum kuruluşları belli kişilerin egosunu tatmin etme aracı olmuş, enerjisini boşa harcamakta, beride büyük bir genlik kitlesi heba olmaktadır.
Öncelikle bu alanda projeler üretilmeli, bu projeleri yürütmeye koşullanmış sivil toplum kuruluşları, gönüllü kültür teşekkülleri kurulmalı, ya kurulmuş olanlar revize edilerek belli bir plan ve program çerçevesinde çalışmalara başlamalı, belediyeler bunlara yer ve imkan sağlayarak destek vermelidir.
..
“ ÖMÜR DEDİĞİN NEDİR “ ... TSM – 4/4 Usulü: sofyan...
Ömür dediğin nedir... Kaç yıl şunun şurası...
Her şey mazide kaldı... Bir gençlik hatırası...
Aaahh... Aaahh... Aaahh... Ne diyem... NAKARAT (Meyan)
..