GENÇLİK ŞİİRLERİ

GENÇLİK ŞİİRLERİ

Mehmet Halil

Hayat dediğin, kuru bir süngermiş,
Emdi yıllarımı, hiç anlayamadım.
Daha yaşayacak, zaman var diye,
Vakit ayıramadım, eğlenip gezmeye,
Ha bu yıl, ha gelecek yıl, diye, diye...
Gençlik, geçti gitti, yaşlılık kaldı geriye?
..

Devamını Oku
Ali Nihat Özer

Hâlâ gönlüm, mazideki o güzel günleri anar
Hâlâ o gençlik çağının kavakyelleri başımda.
Hâlâ yüreğimde aşkın küllenmiş közleri yanar,
Hâlâ o denizyeşili gözleri durur karşımda

Ne yapsam kendimi nasıl avutsam, bilemiyorum
Hâlâ gönlüm,mazideki o güzel günleri anar.
..

Devamını Oku
Nihat Yücel

Şair kişi bil ki tutkunun tutsağıdır
Gençlik çağı sevmek ve sevilmek çağıdır
Sen kendin olursan iyi herkes iyidir
Dünya o zaman inan ki uçmağ bağıdır

Şubat/72

..

Devamını Oku
İzzet Kocadağ

Kırka dayandık işte, geçiyor civan gençlik,
İsyana kalkışıyor, şimdiden kasla kemik.
Aktı gitti seneler, rüya görmüşüz gibi,
Dolu dolu yaşayıp, kıymetini bilmedik

8 Mart 2004 – Pazartesi / İzmir
..

Devamını Oku
Nizamettin Özel

Gümbür gümbür davul sesleri,
Bizim mahallede şenlik var.
Ülkemde milyonu aşkın serseri;
Uçurumun dibinde, gençlik var...



..

Devamını Oku
İzzet Kocadağ

Gençlik de geldi geçti, yemyeşil bahar gibi,
Ağarmakta saç, sakal; ince yağan kar gibi,
Takılır bir noktaya, dalar bazen gözlerim,
Yitip gitmiş yılları, yeniden arar gibi.

4 Nisan 2005 – Pazartesi / İZMİR
..

Devamını Oku
İzzet Kocadağ

Sana beyan edeyim, halimi yaz kâğıda!
Kâtip içim yanıyor, geçti gençlik çağı da.
Yiğidi gam öldürür, duvarı nem derler ya!
Bu öyle bir tasa ki, yıkar koca dağı da.

13 Mayıs 1991 Pazartesi / Konya
..

Devamını Oku
Mehmet Ali Tuna

Ah gençlik ah hayat hiç acımıyor kimseye
Su gibi akıyor zaman daha dün gibi okul,
Yıllarımdaki aşklarım,pastane buluşmalarım
Ne gündü ama peşlerinden koştuğum kızların..

Unutulmuyor efendim gözlerimden gitmiyor
Uzun boylu siyah saçlı zeytin karası gözleri
..

Devamını Oku
İzzet Kocadağ

Çocukluk bitti çoktan, gençlik de geçip gider,
Bitmeyen tek hasretlik, hep benimle beraber.
Yine pas geçti gitti, Postacı Tahir Amca,
Demek ki yok elinde, Almanya’dan bir haber.

25 Mart 1983- Cuma / Ödemiş
..

Devamını Oku
İzzet Kocadağ

Kes usuldan makasla, düşsün ak saçım berber,
Görüyorsun değil mi gençlik de geçip gider.
Her geçen yıl bir çizik, atıp geçiyor durmaz,
Aynadan korkar oldum, çoğaldıkça çizgiler.

16 Ekim 2006-Pazartesi/İzmir
..

Devamını Oku
Nuri Gökhan Sonsel

Fakat 1973 yılında, bu grupla da yol ayrımına gelirler ve koparlar.Aynı yılın ağustos ayında üçüncü evliliğini, ilerde Oğlu Emrah’ın annesi olacak Feride Balkan’la yapar.O sıralar Ersen’le çalışan Moğollar grubu yine bir anlaşamamazlık yüzünden 29 Eylül Cuma günü Ersen’in işine son verdikleri açıklarlar ve 29 Eylül 1972 Cumartesi günü CEM KARACA- MOĞOLLAR ismi altında birleşirler.Aralarına katılan Binali Selman’ın katılmasıyla renk kazanan bu grup, sözleri Emrah’a, müziği Cem Karaca’ya ait çok güzel bir beste olan “El çek tabib” le beraber çalışmanın ilk meyvesini oluşturur.Her geçen gün,müzikal olarak birbirlerine daha çok alışan Cem Karaca ve Moğollar, çalışmalarına son hızla devam ediyorlardı. Cem’in yeni bestesi “ Namus Belası “ plağı 1974 Ocak ayının son günlerinde piyasaya çıktı listelerde ilk haftalardan itibaren bir numaraya yerleşti,Azeri etkilenimli son derecede yakalayıcı melodisi ile ve 6/8 lik ritmiyle herkesin dilindeydi çok büyük başarılara imza atan bu grup, Cem’in eski arkadaşlarıyla yeni bir sözleşme yapmasıyla nihayet buldu ve CEM KARACA-DERVİŞAN topluluğu doğdu.Şubat 1975 de bu değişim sürecinin ilk olgun meyvesi olan “Tamirci çırağı” şık bir kapak tasarımıyla piyasaya çıktı.1979 başında Amerika Birleşik Devletlerine giden Karaca yurda döndükten kısa bir süre sonra eşi ve oğlunu da alarak İngiltere ve Almanya’ya gitti. Eşi Feride,de Cem’in başka bir kadınla ilişkisi olduğu şüphesi doğmuştu, oğlunu da yanına alarak Türkiye’ye döndü. Eylül ortalarında Türkiye’ye dönen Karaca, Uğur Dikmen’le beraber albümdeki parçaların altyapısını ve şan partisyonlarını kotaran Karaca, klavyelerin ve vokallerin kaydedilmesiyle beraber 1980 yılının başında Almanya’nın yolunu tuttu.Cem’in Almanya’ya gitmesinden bir kaç ay sonra Uğur Dikmen, dönemin ünlü müzisyenlerini bir araya toplayıp, kendi klavyesiyle Karaca’nın da sesinin bulunduğu bantlara diğer enstrümanları da kaydederek albümü piyasaya çıkardı. Davulda, Cezmi Başeğmez, Basta, Melik Yirmibir, Gitarda, Berk Yenal,Flütte, Levent Altındağ ve Sazda, Osman Bayşu’nun bulunduğu bu albüm,1980 yılının Temmuz ayında sadece Almanya’da “Hasret” adıyla plak ve kaset formatında yayınlandı. 12. Eylül.1980 darbesinde Cem çalışmaları sebebiyle Yurt dışında bulunuyordu 12 Eylül yönetimi Askeri Hizmetler Koordinasyon Başkanlığı aracılığı ile bir bildiri yayınladı Şanar Yurtatapan, Melike Demirağ, Sema Poyraz, Selda Bağcan ve Cem Karaca’ya yurda dönüp teslim olmalarını, aksi takdirde vatandaşlıktan çıkarılacaklarını ihtar etti.15 Temmuz 1981 tarihine kadar ülkeye dönmesi için süre tanınmıştı,suçsuzluğunu ispat etmeye çalışan Karaca’nın tüm gönderdiği savunma ve kanıtları ile Annesi Toto Karaca’nın çabaları hiçbir şekilde kabul görmeyince ve verilen tarihe kadar yurda dönmediğinden, Cem Karaca Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Almanya’da çok sıkıntılı günler geçirdi, Yurt içinde kaset ve plakları da yasaklanmış ve eşinden de boşanmıştı. 1987 ‘nin yazında yedi senelik bir sürgünden sonra, Turgut Özal’ın desteğiyle yurda döndü onu sadece çok yakın arkadaşları ve akrabaları karşıladılar. Türkiye’ye döner dönmez, Avukatı Turgut Kazan’la beraber Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurdu yapılan başarılı bir duruşmanın ardından aklanıp, Türk Vatandaşlığına kabul edildi.1987 sonbaharında Cem Karaca’nın dönüş albümü “Merhaba gençler ve her zaman genç kalanlar” piyasaya sürüldü ve büyük bir başarı elde etti.1990 senesinde uzun zamandır yapmadığı bir işi yaptı ve bir müzik yarışmasına iştirak ederek Altın Güvercin Şarkı Yarışmasında “Yahya,Yahya “ adlı bestesiyle birinci oldu.Aynı sene 12.albümü “yiyin Efendiler (Yağma Sofrası) piyasaya çıktı.1994 senesinden 1996 yılına kadar bir ulusal Tv.de proğram yaptı ve sahne çalışmalarını birlikte yürüttü ve bu arada da, İlkim Hanımla (soyadını şu an hatırlayamıyorum) yeni bir evlilik kurdu. 07.Şubat.2005 tarihinde ardında kalıcı eserler bırakarak hakkın rahmetine kavuştu ama…maalesef ki, o derin sessizliğin içinde kendisini rahat bırakmadılar ve DNA testi için mezarını açtırdılar.Şimdi sanıyorum ki ruhu dinlenmiş olarak engin maviliklerde yüzüyordur. Rahat uyu benim ilk gençlik dostum ve arkadaşım Muhtar Cem Karaca….
..

Devamını Oku
Eyup Şahan

Gençlik Sevdaları

Çıkar yol üstüne bakar yüzüne,
Gönül içlerinde buldurdu beni.
Dallarda kelebek gülün özünü,
Koklarken ambere aldırdı beni.

..

Devamını Oku
Osman Şener

Ah! Çiçekler… Çiçekler…
Hepsi cennet kokulu
Şimdi geçecekler;
Neşe ve hayat dolu.

Çiğdem gibi, karanfil gibi…
Hey gidi gençlik, hey gidi!
..

Devamını Oku
İmam Sürensoy

anayasa mahkemesinin,türban yasası olarak bilinen anyasa değişiklini iptal etmesiyle laiklik ilkesi güvence altına alınmıştır.eğer serbest bırakılmış olsaydı laiklik ilkesi tamamen tahrip edilmiş olurdu.Anayasa mahkemesinin iptal kararı AKP. nin siyasal projesine kısmende olsa bir set çekmiş oldu laiklik anayasanın değiştirilemez,değiştirilmesi teklif dahi edilemez temel maddelerden bir tanesidir Bu anyasa değişikliğini yapanlar partiler özgürlükler arkasına saklanarak,türkiyeyi ortaçağ karanlıklarına doğru sürüklediklerini farkına varamıyorlar her halde.Laikliğin olmadığı bir ülkede demokrasiden.özgürlüklerden,hukuktan,bahs etmek mümkün değildir.Eğer anyasa değişikliğini yapmak istiyorsanıza askeri cunta tarafında topluma zorla kabul ettirilen on iki eylül anayasasını temelinde değiştirelim.sadece türbanla ilgili kısmını kendi siyasal projesinin doğrultusun değişiklik değil,daha çağdaş daha özgürlükçü hukukun üstünlüğünü egemen kılan.bir anayasa değişikliğine gitmenin tam zamanıdır. Şimdide türkiyedeki laikliğe bakalım.Acaba türkiye gerçekten laik bir devletmidir.evet anayasada belirttiği gibi laiktir.ama zayıf bırakılmış bir laikliktir.alevi toplumuna hiç yer verilmemiş,alevi inancına sahip insanları hukuken yoksayan bir devlet ne derece laik olabilir,bunuda düşünmemiz lazım.Gerçek laik bir ülkede diyanet olmaz.Eğer diyanette olursa,o diyanette bütün ianançlar eşit derecede temsil edilir.Din dersleri zorunlu olmaz alevi çocuklara zorunlu din dersleri verilmez.kendilerini özgürlükçü diye topluma lanse eden AKPziyniyeti bu baskılar ve yok saymalar karşısında neden tavır belirlemiyor neden gündemine almıyorlar.. bu ülkede tek sorun suni olarak yaratılan türban sorunumudur,Anayasanın onuncu maddesine rağmen, alevi leri asimile projesini hayata geçirilmiş ve uygulamasında sakınca görülmemiştir.Yane alevileri zorla baskıyla,katliamlar yaparak sünnüleştirme çabaları vardır Biz aleviler olarak bütün bu oyunları bozacağız ve bu baskılarada boyun eğmeyeceğiz.Alevi öğretisinde öncelik insandır.Bizim felsefemizde ayrımcılık,ırkçılık,bölücülük,yoktur ve olamazda kim olursan ol önce insansın

,
bu yazımı türban yasasının iptal edilişini hemen ardından azbuz huerernler web sayfamdan yayımlamıştım. şimdide sayın başbakanın.dindar dinine ve kinine sahip, davasına sahip çıkan bir gençlik istiyorum söylemlerinden sonra faecebook sayfamdan yayımlamı gereğini his ettim..bir ülkede eğer bir başbakan insanların neye inannıp neye inanmayacağına karar veriyorsa.. çağdaş insanların buna karşı duyarsız kalmaları doğru olmaz kanısındayım.tabiki her insanın bir inancı vardır. ama insanların neye inanıp inanmayacağına. ancak kendi iradeleriyle karar vermeleri gerekiyor. insalara zorla inanç veremesiniz. verdinizmi bunun adı demokrasi olmaz. bunun adı despotluk olur.sonuda ortaçağ karanlığına döner. bu da türkiyeyi karanlıklara doğru sürükleyip götürür,
..

Devamını Oku
Nihat Gülle

Dinle sevgili,sabah vakti kuşlardaki neş'eyi
Seher yelindeki,huzuru, hayat veren işveyi
Gönlünde coşup çağlar, aşk ı muhabbet nehri
Köy yalnızlığında seversin kalabalık şehri

Bahar doğanın,gençlik insanın coşkusu
Soğuk pınarlardan akan tatlı su şırıltısı
..

Devamını Oku
Zekeriyya Bican

Hani bir zamanlar ilk gençlik çağında, neydi halimiz,
Nerede o vuslata ermiş gibi şen ışıldayan gözlerimiz...

Hangi zamanda yitirildi, dimağlarda iz bırakan dilleriniz,
Şimdi bu sükût neden ey sevgili, hani şarkılı sözleriniz? ...

Başımda değişen mevsimi görmedi mi o vefalı gözleriniz,
..

Devamını Oku
Okan Yavuz

Mutluluk, kadehin dibinde kalmış bir yudum şaraptır.
yaşlılık ise dudağa sürülen boya
gençlik, çılgın akan bir nehir gibi,başını bir o taşa bir bu taşa vurmaktır.
çocukluk ise hiç durmadan, neye ağladığını bilmemektir
ama hepsine bakıpta yaşamak, ayrı bir güzelliktir.Gündüz Yavuz..
..

Devamını Oku
Nuran Karaca

Yoksunu olduklarımız;
paha biçilmez kıymetlenir:
Ama gençlik elden gitmeden;
Ruh yorulmadan.


21:03 10.11.2016
..

Devamını Oku
Tuğrul Pekel

Sevda yazıları-7


Gençlik işte bir şeyler yaptık her yaptığımızı da doğru diye algıladık.
Geri dönüp baktığımızda gördük ki çok hatalarımız olmuş.
Çok yanlışlıklar yapmışız.

..

Devamını Oku
Nuran Karaca

Elden uçurduğumuz gençlik,
Kıymetlendi bilirsin ya usta
Huylu huyundan vaz mı geçer ki
Şimdi yeniden elimize geçse de,
Yinede yollarız onu
Yüz dereden şu taşımaya.. 13:09 30.06.2015
..

Devamını Oku