ısrarla kalbimizi kiralıyoruz, hayatın şehirlerine. yol olup uzayan yaşımız gibi, sancısı bitmiyor; çocuklukla artan mesafenin.
birbirine yabancılaşan mevsimlerin hüznü yakışmıyor evrenin döngüsüne. oysa söz vermişti iklimler; ekolojik dengeye sahip çıkacağız diye... türkülerimiz ve şiirlerimiz bitmeyecek diye...
yağmurlar yağardı, sonra karlar... sonra deli bir rüzgar, okşardı saçlarımızı. sırılsıklam elbiselerin verdiği ağırlık, bir aşkın ağırlığına yetmiyordu. öyleydi işte... sevmenin ne olduğunu ayırt edebilmek, koskoca bir ömür sancısı...
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?
Devamını Oku
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem!
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!
Ey akıl, nasıl delinmez küfen?