Öğrenemiyoruz bulmayı…
Çoğu kez kayıp gidenleri şikayet ederken tarihe, arayıp bulduklarımızı görmezden geliyoruz. Birer umut türküsü olan ömrümüz çalkantılarla savaşırken, esirliğe yeniliyoruz ara ara…
Çıkıyoruz umulmadık basamakları.
Geriye dönüp bakacak direncimizin olmadığını biliyoruz.
Nerden ve nasıl geleceğini kestiremediğimiz ölümü bekliyoruz.
Biraz alaycı ölümlerle dalgalar geçiyoruz.
Kimbilir vurulup gitmek, asılmak ne de coşkulandırır bedenimizi.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan