yarına ertelenir sesimiz.
dipsiz kuyuların ulaşılmazında, yağmurlara ulaşan her sözümüz, ırmak boylarının çevresinde yetişen bitkiler gibi ölümsüz.
ölümlerin en güzeline karşı verilen cevaplar onurumuzun sol yanı.
ve her kangren, rüzgarın uğultusu; içimizin bağrında kopan ateş...
her yarım kalan kavganın ya da aşkın mahzunluğu tesadüf değil.
hep yinemelerle savrulup gidiyor; başıboş sanılan, ama dolu dolu geçen gençliğimiz.
ellerimizin sıcaklığında kavruluyor güneş.
yıldızlar ışığımızla parlıyor.
kim ne derse desin, övgü de yergi de başımızın tacı...
arkadaşlarımız günden güne kayboluyor acımasız bir kainat içinde.
onca kayboluşun hesabına, hükümet zam yapıyor durmadan.
yinede güzel hayat,
yaşarız diyoruz; bir de özlemler olmasa...
oy ki gülüşüne darbeler yaptığımız sevgili!
cuntanın zulmünden kaçıp saklansakta hep bellidir yerimiz.
elbet dinecektir zulümler, ayrımlar.
kendi geleceğimiz, mevsimlerin gülüşünde gülecektir...
koyvermişiz yarım kalan aldanışlarımızı.
bir dirhem bile olsa heybemizde zafer; alıp onu kentlere taşıyacağız.
biraz sevdaya çarpar kalbimiz, biraz da kavgaya.
ama ne için; tutsak geçmesindir diye çocukluğumuz, gençliğimiz, yaşlılığımız...
Kayıt Tarihi : 31.1.2009 01:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
10.10.2006 03.00
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!