Ne zaman bir gençlik fotoğrafımı görsem o yıllar rüzgârlarda titreşirken, pır pır eder yüreğim, o gün ışığının o titreşen ruhumu okşayıp geçtiğini görürüm ve de kalırım derinlerinde.
Kocaman değildi o zamanlar yüreğim, hep engin denizlere açılmaya,fırtınalarla savaşmaya hazırdım. Güneşin sıcağını da, öfkesini de içimde tuttum.
Yağmuru, kar'ı,boranı, çiçek kuşanmış gülleri, dutu, narı, kirazı, armutu,ayvayı, çileği, balı, çiçekler açan dalı,
elmayı,üzümü, birbirine dolanmış sarmaşıkları, mis kokulu ıhlamurları,
kestane ağaçlarını, gelin telli salkım söğütlerimizi, gelincikleri, begonyaları, suya yürüyen nilüferleri, suya vuran sevgiyi sevdim. Ama en çok insanları, en çokta ruhu ve yüreği olanları sevdim,
“Ey peşinden ömrümü ve umutlarımı koşturduğum insan; bak yine gözlerime böyle , gidelim daha derinlere .”
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta