I.
Kış güneşi
İçini ısıtır sevgililerin
Ayrılırken köşe başında
Dudaktan dudağa kanatlanan
Yüklemi karışık duygularla
Olamayız
Ne martılar kadar özgür
Ne de bir kağıt parçası kadar
Uzun ömürlü
İnsanız biz
Sadece fani
Aynı çiçeğe su veriyoruz seninle
Yaprakları ile umutlarımız birlikte büyüyor
İki yüreğe kök salıyor sanki
Ağır ağır, usul usul
Toprağın koynunda sevdamız
Çiçek büyüyor sere serpe
Besbelli yerindedir güneş
Yüzer mavinin kıyısında
Yanık yüzlü çocuklar
Koşar durur
Bulutlarla yarışır uçurtmalar
Ama bilmezler hemen ötede
Eğer
Senden önce ölürsem
Vasiyetim olsun
Beni
Çocukluğuna gömsünler
Sevginin, mutluluğun diyarına
Ağaca, çiçeğe, masala
Martıya, buluta, yağmura
Doğan güne
Parıldayan aya
Sıcak demli bir çaya
Aldanan kim?
Kırmızı elbiseni giydin usulca
Kısa, pudralı bir ayna reveransı
Rimelin aktı yanağından, çocukluğuna karıştı
Yürüdün, yürüdün; bir daha yürüdün
Adımların hızlandı; tak, tak, tak, tak
Önce saçlarını savurdun vitrinin tozlu camına
Turunç kokan ellerinle
Başında yemeni
Pamuk tarlasında gülümserken
Bir ikindi vakti
Masumiyeti hatırlatırsın bana
Emeği, alın terini, helali
Her insan
Kendi dünyasını
Sırtında taşır
Çöken omuzlar
Bükülen beller
Kasılan kollar
Etekleri uçuşan
Bir şehir düşün şimdi
Kuru boyayla bile çizilemesin
Rimeli akmış ağaçların
El ele tutuştuğu
Patika bir yoldur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!