Okunan şeyin devamı gibi ve sonraki sayfanın öncesinde aşkın bölgesine doğru yol göstermeliyim yıldızıma.
İki uzun sıcak kolla sınırlanmış memleket, uzun paralel arzuyla, ve elmaslardan bir yer gibi savunulmuş sistemle ve matematiksel savaş bilimiyle. Evet, Mandalay’daki en güzel kadınla evlenmek istiyorum, sırrımı söylemek istiyorum dünyasal kılıfıma yemek pişiren bir kadının bu gürültüsüne, bu çırpınan eteğe ve devinen ve rüzgârla yapraklar gibi birbirine karışan bu çıplak ayağa.
Küçük ayaklı ve büyük purolu hoş bir kız, yavşanlarla kendi temiz, silindirsi saçında, tehlikeli yaşıyor ağır kafasıyla ve sert özüyle bir zambak gibi.
Ve deniz kıyısındaki karım, aradığım mırıltının yanında, benim Burmalı karım, kralın kızı.
Seni her özlediğimde sevgilim,
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.
Devamını Oku
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.



